ويكيبيديا

    "في الغابات" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ormanlarda
        
    • ormandaki
        
    • ormana
        
    • ormanında
        
    • orman
        
    • ormanın içinde
        
    • ormanda
        
    • ormanlarında
        
    • ormanların
        
    • ormanlarındaki
        
    Vashta Nerada, evrendeki tüm gezegenlerde geçimini sağlar ve ormanlarda avlanır. Open Subtitles يعيشون في جميع العوالم في هذا النظام لكنكم تصطادون في الغابات
    Deniz seviyesinden 259 metre yükseklikte, sıcak, alt tropical ormanlarda görüldü. TED لقد تم تحديد موقعه على ارتفاع 250 مترا فوق سطح البحر في الغابات الحارة شبه المدارية.
    Gece, ormandaki kaplan gibi Büyük beyaz'da vahşi yaşamın parçası. Open Subtitles مثل النمر في الغابات ليلا القرش الأبيض هو روح الشراسة
    Bu katil, kurbanlarını kalabalık yerlerden kaçırıyor ve ormana atıyor. Open Subtitles هذا القاتل يخطف ضحاياه منم اماكن عمومية ويرميهم في الغابات
    Dünyanın en büyük karıncayiyeni bu yağmur ormanında yaşar, 40 kilo ağırlığındadır. TED أكبر آكل نمل في العالم يعيش في الغابات المطرية وهناك عنكبوت يزن 40 كيلوغرام.
    Bu yüzden tartışmalar sırasında, işler zorlaştığında, insanlar orman içinde yürüyüşe çıkarlar. TED وهذا هو السبب الرئيسي للسير في الغابات بعد تعثر المفاوضات
    ormanın içinde yürüyüşe çıktığınızda ağaçların sıralar halinde dizildiği tek yerdir. TED إنه المكان الوحيد الذي تذهب إليه للتمشي في الغابات وكل الأشجار تصطف في صفوف.
    Ama ormanda bulduğum, şu kurbağa kılıklı adam... çadırdan sağ çıktı. Open Subtitles لكن الآخر الذي يشبه الضفدع غادر الخيمة التي وجدتها في الغابات
    Siyah büyük sincap sadece bu balta girmemiş yağmur ormanlarında yaşar. Open Subtitles السنجاب الأسود العملاق لا يوجد الا في الغابات المطيره دون عائق.
    Ama bu laboratuvardaydı ve bunun gerçek ormanlarda olup olmadığını merak ettim. TED لكن، كان ذلك في المختبر. وتساءلتُ، هل يمكن أن يحدث ذلك في الغابات الحقيقية؟
    Gerçek ormanlarda ağaçlar da yer altında bilgi paylaşabilirler. TED قد تتبادل الأشجار المعلومات أيضًا في الغابات الحقيقية تحت الأرض.
    Bu bakir ormanlarda yetişen mantarların genomlarını korumanın, insan sağlığı için çok büyük önem taşıdığını düşünüyorum. TED و تم الحفاظ على العوامل الوراثية لهذه الفطريات في الغابات القديمة أعتقد أن ذلك في غاية الأهمية لصحة البشر
    Bunun gibi tropikal ormanlarda yetişirler. Ayrıca Washington Eyaletindeki ılıman yağmur ormanlarında da yetişirler. TED تنمو في الغابات المدارية مثل هذه وتنمو أيضا في الغابات المطيرة المعتدلة، التي نجدها في ولاية واشنطن.
    Amillaria aslında ormandaki belirli ağaç türlerini öldüren yağmacı bir mantar. TED و الأرميلاريا في الواقع نوع من الفطريات المفترسة تقضي على انواع معينة من الأشجار الموجودة في الغابات
    ormandaki bir araştırma tesisinden babunlar kaçmış. Bulaşıcı bir hastalık taşıyor olabilirlermiş. Open Subtitles إنه عن بعض البابون هربوا من احد معامل الأبحاث في الغابات ومن المحتمل أن يكونوا حاملين مرض معدي
    Adli tabipler bunlara hayvanların ya da ormandaki düşüşlerin sebep olduğunu sanmış. Open Subtitles الفاحصين الطبيين إعتقدوا أنها سببت من قبل الحيوانات -أو سقوط في الغابات
    Sadece bir kişi, adı Mormon olan bu adam ormana saklanarak hayatta kalmayı başarmış. TED الكل ماعدا واحد ، هذا الرجل اسمه مورمون، الذي تمكن من البقاء على قيد الحياة عن طريق الاختباء في الغابات.
    Neden o ormana hep tek başına gidiyordu ki sanki? Open Subtitles لقد جرى ذبحها لماذا كانت دائما تسير في الغابات لوحدها ؟
    Birkaç hafta yağmur ormanında yürüyecek. Open Subtitles انها عالقة في الغابات المطيرة الاسبوعين المقبلين
    Kırmızı alan son 14 yıldaki net orman kaybını gösteriyor TED المنطقة الحمراء هنا تعبر عن صافي الفقد في الغابات خلال 14 عام الماضية.
    Bilmiyorum. Demin üzerine bastım. ormanın içinde duruyordu. Open Subtitles لا أعلم,لقد وطأت عليها مؤخراً كانت هنا في الغابات
    Bütün geceyi ormanda geçirdiğim için ben de bayağı yorgunum aslında. Open Subtitles انا متعبٌ ايضاً ، مارأيكَ في ان اقضي الليلة في الغابات
    Dünyanın her yerinde bulunabiliyorlar ama hepsi yağmur ormanlarında yaşıyorlar. TED انهم ينتشرون على الكرة الأرضية ولكنهم عملياً يعيشون في الغابات الاستوائية
    Şunu anlıyoruz ki bu saha otlakları ve gevşek tepe çatılı yapısıyla açıklık bir sahaydı ve yangınların çoğunun taşıyıcısı bu açıklık ormanların alt bitki örtüsü olan otlaklardaki çayır bitkileriydi. TED ومن المهم أن ندرك أن هذه الطبيعة كانت مفتوحة على حقول وغابات ظلّة مفتوحة كانت أعشاب الحقول والأعشاب الكثيفة تحت الأشجار في الغابات المفتوحة سبباً في حصول العديد من الحرائق البرية
    Bir iblis kabilesi, bölgenin yağmur ormanlarındaki misyonlara saldırıyor. Open Subtitles عشيرة من الشياطين يستولوا علي الإرساليات في الغابات المطيرة هناك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد