İşte her türlü güzel şey bu sınıfta olmaya başlıyor. | TED | وتبدأ جميع أنواع الأشياء الجميله بالحدوث في الفصل الدراسي الفعلي. |
Tüm çocuklarına sınıfta kahvaltı sundu. | TED | قدمت وجبة الإفطار في الفصل الدراسي لكل أطفالها. |
Ve dersi sınıfta nasıl öğreneceğinden bihaber. | Open Subtitles | و ليس لديه اي فكرة عن كيفية التعلم في الفصل الدراسي |
Geçen dönem atletlerle tanışmak için spor terapi kursuna gitmiştim. | Open Subtitles | اخذت صف العلاج الطبيعي في الفصل الدراسي الماضي لمقابلة الرياضيين |
Kadın öğretmen: Çok fazla ölçme yapacağız çünkü bazı sıvıları ölçmemiz gerekecek, ki bunu geçen dönem yapmıştık. | TED | المُدرسة: سنجري العديد من عمليات القياس، لأننا سنعاير بعض السوائل كما فعلنا في الفصل الدراسي السابق. |
Gelecek dönem labaratuvar çalışmaları ve ödevler çok yoğun olacak | Open Subtitles | لهذا أنا أُساعد القادمون في الفصل الدراسي وأزِيدُ التحميل |
Son sınıfta olanı da hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكّرين أيضاً ما حدث في الفصل الدراسي الأخير؟ |
Okulda işim bitiyor. Gördüğüm kadarıyla sınıfta bir şey yok. | Open Subtitles | وأنا الأن قاربت على الإنتهاء في المدرسة لا يوجد شيء في الفصل الدراسي لأقوله لك |
Bunu hergün sınıfta görebiliyorum. | Open Subtitles | الذي أراه كل يوم في الفصل الدراسي. |
Baban Frank ve ben oda arkadaşıydık son sınıfta onunla yeterince koştuğum için çok şanslıyım. | Open Subtitles | والدك " فرانك " كان شريكي في السكن ، أتعلم، انا كُنت محظوظاً جداً للعمل معه في الفصل الدراسي الأخير. |
Yarışta sınıfta... | Open Subtitles | صحيح ؟ في الميدان، في الفصل الدراسي |
Ve son olarak, birlik sağlamışsanız ve yüksek beklentileriniz ve araştırmacı yetiştiren araştırmacılara sahipseniz, fakülte olarak sınıfta bile bu öğrencilerle ilgilenmek için istekli olacak insanlara sahip olmalısınız. | TED | وأخيراً بعد ذلك، لو حصلت على المجتمع وحصلت على التوقعات العالية وحصلت على باحثين يُخرجون باحثين، يجب أن يكون لديك أشخاص والذين هم متحمسين كأعضاء هيئة تدريس ليتشاركو مع أولئك الطلاب، حتى في الفصل الدراسي. |
sınıfta görüşürüz. | Open Subtitles | سأقابلك في الفصل الدراسي |
Dersleri siz vermişsiniz, biz şimdi ne yapalım...'' ve bu ileride Amerika'daki her sınıfta olabilir, ''...yaptığım şey dersleri ödev olarak veriyorum. Ve ödev olarak verdiklerimi ise, şimdi öğrencilerim sınıfta yapabiliyorlar.'' | TED | أنت من يقدّم المحاضرات، لذا فما نفعله الآن ..." وهذا يمكن أن يحدث في كل فصل دراسي في أمريكا غداً، "...ما أفعله هو إسناد/ حل الواجبات في وقت المحاضرات. وما كان يُعرف بالواجب المنزلي، يقوم به طلابي الآن في الفصل الدراسي." |
Ayrıca, bir dahaki dönem sana ihtiyacım olabilir. | Open Subtitles | بالاضافة لذلك أريد أن أراك في الفصل الدراسي القادم |
Ne yazık ki henüz şeytan çıkarmayı görmedik, sanırım bir daha ki dönem. | Open Subtitles | لسوء الحظ لم نتعلم كيفية طرد الأرواح الشريرة بعد ولكني أظن أننا سندرس هذا في الفصل الدراسي القادم |
Bu çok şaşırtıcı çünkü geçen dönem, ...dekanın listesine girmiştim, tuhaf bir çelişki. | Open Subtitles | وهو أمر مفزع جدا , لأنني في الفصل الدراسي الماضي وصلت الى قائمة العميد , لذا هناك تناقض كبير في الأمر |
Ara vermeden çalışacağım, böylece gelecek dönem bir ezik olmayacağım. | Open Subtitles | أنا ذاهب لكي أدرس أكثر من الجولة الأولى لذلك لن اخسر من تلك الخسارة في الفصل الدراسي القادم |
Staj programı senin için önümüzdeki dönem açılamaz. | Open Subtitles | لن يمكنني الموافقة علي هذا التدريب في الفصل الدراسي القادم |