Bu hikayede ki ana karakterler bakteriler ve virüsler. | TED | الشخصيات الرئيسية في القصة هم البكتريا والفيروسات. |
Ben belirginlikere inanırım, hikayedeki belirginliklere, ve geçmişte, geçmişin belirliklerine, ve bu noktadada hikayede olagelen budur. | TED | أؤمن بالتفاصيل، تفاصيل القصة، وفي الماضي، تفاصيل ذلك الماضي، وما يحدث في القصة في تلك النقطة. |
Ve işte kritik nokta. hikayede hata diye birşey var. | TED | وإليكم الشيء المصيري هنالك شئ كالخلل في القصة. |
Öyküde şaşırtıcı değişimler ve sonsuz yatak konuşmaları olduğu sürece izlemeye devam edeceğim. | Open Subtitles | سأستمر في المشاهدة طالما توجد منعطفات صادمة في القصة وأحاديث لا تنتهي بالفراش |
Eğer, hikayeyi öğrenirlerse, Amir Yardımcısı'nın karısıyla... aynı yatakta yakalansa bile kariyeri için bundan daha fazla şansı olur. | Open Subtitles | لو قُبض عليه وهو يضاجع زوجة مدير العمليات لكانت احتمالاته بالاحتفاظ بوظيفته أكبر من أن يكتشف ضلوعه في القصة |
İşte hikayenin en eğlenceli kısmı. Belki bir kulağımı kaybettiğimden haberin vardır? | Open Subtitles | :وهنا تكتمل الإثارة في القصة ربما أنك لاحظت أن أذني مقطوعة |
Ve bence galiba sorunun cevabı da hikayenin içinde. | TED | وأعتقد أن الجواب ، ربما ، يكمن في القصة. |
hikayede, kendi maceralarını yaşamaya başladılar. | Open Subtitles | حسنا, في القصة , يفترقون كلٌ في مغامرته. |
Demek istediğim, ben nasıl, hikayenin ana karakterini başrol oyuncusu olmadan hikayede tutabilirim? | Open Subtitles | أقصد ، كيف يمكنني الحفاظ على الشخصية الرئيسية في القصة في الحقيقة من غير تملك الممثل الذي يلعب الدور ؟ |
Belki- belki de orda hikayede çok fazla adım geçtigi içindir | Open Subtitles | تعرفين, ربما لأنه كان هناك فقط الكثير من الكلام عني في القصة |
Tamam, onun hikayede güçlükle yer aldığını belirtebilirim. | Open Subtitles | حسناً, هل لي أن ألفت إنتباهكم هي نادراً ما ظهرت في القصة |
Bu yüzden hikayede değişim esastır. | TED | وبسبب هذا فإن التغيير أساسي في القصة. |
Büyük annemin kazara vefat ettiğini yazmaktansa, çok güzel bir zaman geçirirken aldığım yüksek dozdaki afyonun etkisiyle, ben hikayede onun kendi kendini öldürdüğü şeklinde koymuşum, ve gerçekte de bu aynen böyle olmuş. | TED | بدلا ان اكتب ان جدتي ماتت بحادثة, من جرعة زائدة من الافيون في وقت فرحها الغامر، كتبت بالفعل في القصة انها قتلت نفسها, وهذا بالفعل ما حدث. |
Bu mevcut hikayede çok fazla korku var ve yakın zamana kadar, en fazla güce sahip gibi görünen hikayeler, her şeyin bireysel ve toplu olarak nasıl yanlış gittiğine dair acılardır. | TED | هناك الكثير من الخوف في القصة الحالية، وحتى وقت قريب، القصص التي بدت أن لديها أكبر قوة التي تُشعرنا بالمرارة، كيف سارت الأمور كلها بشكل خاطئ بالنسبة لنا. |
hikayede... hangisini seçti? | Open Subtitles | في القصة ، وهو واحد انها لم تختار؟ |
Yani, hikayedeki kızla, yazarın aynı kişi olması mı? | Open Subtitles | هل تقصد أن تكون الفتاة التي في القصة والمؤلفة شخصاً واحداً؟ |
İran'da da mağaralar, dağlar ve çöller var, aynı hikayedeki gibi. | Open Subtitles | ايران فيها الكهوف والجبال والصحارى, مثلما هو الحال في القصة |
Burası muhtemelen hikayedeki en rahatsız edici, en mide bulandırıcı kısım. | Open Subtitles | هذه على الأرجح أكثر لوحة مقززة ومزعجة في القصة بأكملها |
Daha ne vardı? 3. Öyküde ölür ve diğerlerinde yaşar. | Open Subtitles | لقد مات في القصة الثالثة واستطاع أن ينجو في القصص الأخرى |
Moffitt tabii ki ulusal yazı işleri masası için bu hikayeyi isteyecektir onu artık bir şeye benzettiğimize göre. | Open Subtitles | بالتأكيد موفيت سيكون راغبا في القصة من أجل قسم الاخبار القومية سيرغب فيها بعد أن بذلنا نحن الجهد في إعدادها |
Bu, hikayenin en sevdiğimiz bölümü | Open Subtitles | هذا هو الجزء المفضل لنا في القصة |
Ve bu benim hikayenin içinde nasıl hissettiğimi keşfetmemi sağlar -- bir hikayede -- sonradan çok yaklaşırım, sanırım, merhametin olduğunu biliğ onu hissederek. | TED | وبهذه الكيفية أكتشفت أنني إذا شعرت بما في القصة -- في قصة واحدة -- عندها أقترب بشدة، أعتقد، من معرفة ما هو التراحم، للشعور بذلك التراحم. |