yörüngeye bir dizi parçacık atarsınız, Yörüngede çok uzun yıllar boyunca faydalı olmaktan çıkar. | TED | يمكنك التخلص من عدد من الجسيمات في المدار التي قد تجعل ذلك المدار عديم الجدوى لعشرات السنين أو أكثر. |
Sadece iki adamın Yörüngede, uydu gibi bir hedefe... yakın bir yere gelmesini beklerdiniz. | Open Subtitles | حتى يصعد كلانا هناك كلانا .. في المدار بالقرب من الهدف |
Yörüngede iki gemiyi patlattığınızda bütün bir orduyu kaybetti. | Open Subtitles | فقد جيشا عندما حطّمت تلك السفينتين في المدار |
İki sinek koyup, yörüngedeyken üreyip üremediklerine de bakabiliriz. | Open Subtitles | ربما يجب أن نضع ذبابتين ونرى إن كان سيتكاثر في المدار |
Örneğin, bir nötron yıldızının başka bir yıldızı yörüngesine aldığı ikili bir sistem gözlemledik. | TED | على سبيل المثال: لاحظنا أنظمة ثُنائية حيث يشارك نجم نيوتروني نجمًا آخر في المدار. |
yörüngedeki toplam uydu sayısında dev bir artıştan söz ediyoruz. | TED | ستكون هناك زيادة هائلة في عدد الأقمار الصناعية في المدار. |
Yani gemi hala Yörüngede olabilir, ancak görünmez durumda. | Open Subtitles | إذن السفينة يحتمل أنها لازالت في المدار لكنها , متخفية |
Orada, Yörüngede bir yerlerde gizlenmiş bir gemi olabileceğini biliyor ve onu elde etmeyi çok istiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يعلمون أن هناك إحتمالية أن تلك السفينة متخفية في المدار وهم أرادوها بشدة |
Güvenli mesafede Yörüngede kalın ve ışık-altı motorlarını bekletin. | Open Subtitles | حافظ على مسافة آمنة في المدار الأدنى وأبقي المحركات الثانوية على إستعداد |
Ve Yörüngede bir uyduyu izleyebilir. | Open Subtitles | وتقوم بتقفي مسار القمر الصناعي في المدار |
Yardıma ihtiyacınız olursa diye Apollo şimdilik Yörüngede kalacak. | Open Subtitles | أبوللو ستبقى في المدار في الوقت الحالي في حالة احتجتم أي مساعدة |
Eğer bunu yapacaksak, kendi bildiğimiz şekilde yaparız. Gemin Yörüngede kalır. | Open Subtitles | إذا فعلنا هذا ، فإننا سنفعل ذلك على طريقتنا سفينتك ستظل في المدار |
McKay bu şeyi zar zor Yörüngede tutabiliyor ve sen hiperuzaya mı girmek istiyorsun? | Open Subtitles | نحن بالكاد قادرين أَنْ نبقي هذا الشيءِ في المدار وأنت تُريدُ أَخْذه إلى الفضاء العلوي؟ |
Görünüşe göre kaptanları oldukça yetenekli. Yörüngede onarım yapıyorlar. | Open Subtitles | يبدو أن القائد مؤهل جدا, فهم يقومون بإصلاحات في المدار |
Özel nakil aracım Yörüngede, seni eve götürmek için bekliyor. | Open Subtitles | مواصلاتي الشخصية في المدار تنتظرك لتُعيدك للمنزل. |
Çoğu havaya uçtu, fakat şimdi Yörüngede bir kuşumuz var ve herkesin kopyaladığı bir dizayna sahip. | Open Subtitles | معظمهم انفجر، لكن في النهاية لدينا طائر في المدار والآن هذا هو التصميم الذي ينسخه الجميع |
İletişim sinyalimizi bozdular. Gemilerin Yörüngede çatıştığını gördüm. | Open Subtitles | شوشو على اتصالاتنا رأيت السفن تشتبك في المدار |
Bunlar küçük Volkswagen'ler boyutunda 5 kilotonluk verimli bombalar ve yörüngeye girebilmek için bunlardan 800 tane gerek. | TED | وهذه خمسة آلاف طن من القنابل المنتجة، حجمها يعادل سيارة فولكسفوغن صغيرة. وهي تتطلب 800 لكي تدخل في المدار. |
Bana göre Rusların gerçekten de yörüngeye bir uygu çıkarttıklarının ispatıydı bu ve oturup o sinyal sesini dinlemek, iticinin tepemizden geçişini izlerken o zımbırtıyı düşünürken tüylerinizin diken diken oluşuna engel olamıyordunuz. | Open Subtitles | بالنسبة لي، كان هذا تأكيدًا لحقيقة ان الروس قد وضعوا لهم بالفعل قمرًا صناعيًا في المدار وجلوسك هناك تستمع لهذه الإشارة |
Tüm yapmamız gereken ayarlamak, atmak ve araç yörüngedeyken patlatmak. | Open Subtitles | لذا كل ما نفعله نركب هذا الشيء, ونبتعد عنه دعها تتفجِر عندما تكون السحابة في المدار |
Efendim, vektörler geminin, uydunun yörüngesine doğru ilerlediğini gösteriyor. | Open Subtitles | سيدي، تشير الناقلات إنها تتحرك في المدار بإتجاه القمر الصناعي. |
Bu resim yörüngedeki bir uydudan çekildi. | TED | تم التقاط هذه الصورة من قمر صناعي في المدار |