Bu arada senin için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك شيء أستطيع فعله لك في الوقت الراهن ؟ |
Bu arada Ajan Rossi emekliye ayrıldı, ama DAB gittikçe büyüdü. | Open Subtitles | في الوقت الراهن تقاعد العميل روسي لكن وحدة تحليل السلوك نمت |
Anlıyorum ama, sabretmek şu anda benim için bir seçenek değil. | Open Subtitles | كلا، أنا أفهم لكن الصبر ليس أحد خياراتي في الوقت الراهن |
Bak, sana ağır bir yük yüklediğimin farkındayım ama, dürüst olmak gerekirse... ..şu anda kime güvenebileceğime emin değilim. | Open Subtitles | إسمع، أدرك أنّ هذا كثير لألقيه عليكَ ولكن، لنكن صادقين لستُ متأكداً بمن أستطيع أن أثق في الوقت الراهن |
Varşova'da hayat, Şu an için her zamanki gibi normal. | Open Subtitles | في الوقت الراهن , فان الحياة تستمر في وارسو بشكل طبيعي و كما كانت دائماً |
şu an elçilikte silahlı kişiler 60 kişiyi rehin almış durumdalar. | Open Subtitles | لدينا ستون في السفارة, بمسدسات موجهة نحو جماجمهم في الوقت الراهن |
Bu sırada, senin gibi hayırsever birinin şehirde kedileri kepçelemek, çorbaları kısırlaştırmak gibi gönüllü işler yapıyor olmasının imkanı yok. | Open Subtitles | في الوقت الراهن لا توجد طريقة لمحسنة مثلك الا تكون تتطوع في كل أنحاء المدينة |
- Şimdilik, turun iptal oldu demek. | Open Subtitles | هذا يعني أن جولتك في الوقت الراهن قد ألغيت |
Bu arada, benim için yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | في الوقت الراهن, هناك شيء يجب ان تفعله من أجلي |
Bu arada eve gidip biraz dinlenmeniz sizin için iyi olur. | Open Subtitles | في الوقت الراهن ستكون فكرة طيبة إن ذهبتما للمنزل و إرتحتما |
Bu arada ona dans etmeyi teklif etmeyeceksen ben edeceğim. | Open Subtitles | ..و في الوقت الراهن إن لم تسألها للرقص سأفعلها أنا |
Bu arada burada öğreneceğin bir sürü şey var. | Open Subtitles | لكن في الوقت الراهن هناك وقت كي تتعلمي فية بالتأكيد |
Yani, sen Bu arada küçük bir tatildesin öyle mi? | Open Subtitles | 0 حسنا - إذا أنت في الوقت الراهن في إجازة؟ |
şu anda etrafta polis yok ama kısa bir süre içinde olacak. | Open Subtitles | لا يوجد هناك أي شرطة في الوقت الراهن ، لكنهم سوف يأتون |
Dava yükümüzü yeniden gözden geçirdik ve şu anda çok dolu olduğumuzu gördük. | Open Subtitles | مجدداً استعرضنا القضايا المعروضة لدينا ووجدنا أن جدول أعمالنا ممتلئ في الوقت الراهن |
şu anda tam odaklıyız. - Ben, Brandon ve Chad. | Open Subtitles | نحن نركز ذلك وضيق في الوقت الراهن لي براندون وتشاد |
Şu an için, etrafındakileri oldukları gibi görmen daha iyi. | Open Subtitles | إنّه لمن الأنسب أن ترى الأمور على ما هي عليه، في الوقت الراهن. |
İtiraf etmeliyim, Şu an için beni yanlış yönlendiriyor. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، يجب أن اعترف, بأنه بعيد المنال في الوقت الراهن |
Şu an için yaşamanıza izin vereceğim.... ...eğer size verilen yemeği yiyecek kadar salak değilseniz tabii. | Open Subtitles | سأبقي على حياتكم في الوقت الراهن ما لم تكونوا أغبياء بما يكفي، لتتناولوا الوجبة التي قدمت لكم |
İnsanların hakkım ne düşündükleri şu an hiç umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني كثيرًا ما يظنه الناس عني في الوقت الراهن |
Beni bu kabustan çıkarmalısın yoksa ben hemen şimdi giderim. | Open Subtitles | كنت فلدي أخرجني من هذا الكابوس وإلا ذهبت صباحا ، في الوقت الراهن. |
şimdilik bir tokat al. | Open Subtitles | في الوقت الراهن, خُذ صفعه |