Eğer siz orospu çocuklarından birinden hemen bir itiraf duymazsam bu kahve demliğinin tamamını, o kaltağını boğazından aşağı dökeceğim. | Open Subtitles | إذا لم أسمع إعترافاً من واحد منكم أيها الأوغاد و بسرعة و على عجل و مباشرة سوف أسكب إبريق القهوة كاملاً في حلق هذه العاهرة |
Onu Niklaus'un boğazından aşağı itmek ve tekrar ölümlü olduğunu fark ettiği sırada gözlerinin içine bakmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أدكّه في حلق (نيكلاوس) وأُمعن عيناه بينما يُدرك أنّه لم يعُد خالدًا |
Onu Niklaus'un boğazından aşağı itmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أزجّه في حلق (نيكلاوس) |
Birinin boğazına bir şey sokarsanız, orada sıkışır. Spazm geçirir. Ona da bu oldu. | Open Subtitles | عندما تضع شئ في حلق أحدهم، يتقيأ يتشنج، و قد حدث |
Çünkü bu atı alıp, Amerika'nın boğazına tıkıştıracağım. | Open Subtitles | لأنني سوف آخذ هذا الحصان و أدفعه في حلق أمريكا |
Ayyaş bir hatunun gırtlağından aşağı içki mi döküyor? | Open Subtitles | إنها تصب الخمر في حلق فتاة مخمورة؟ |
Başpiskoposun gırtlağından. | Open Subtitles | في حلق الأُسقف. |
Ben de mermim bittiğinde şarjörü serbest bırakıp birisinin boğazına şutlama üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | لا، أنا أعمل على شيء حيث أنا عندما تنفد مني الذخيرة أطلق سراح ذخيرتي وأركلها مباشرةً في حلق أحدهم |
Rus mafyasının bir muhbirin boğazına çimento döktüğünü duymuştum ama çamur ilk oluyor. | Open Subtitles | سمعت عن عصابة روسية قامت بصب الأسمنت في حلق أحد المخبرين، لكن الطين، هذا شيء جديد. |
Ördeğin boğazına yemek tıkıp, yutmaya zorlamak gibi. | Open Subtitles | مثل إجبار طعام في حلق بطة لصنع كبد الاوز |
Şeytanın gırtlağından aşağı. | Open Subtitles | في حلق الشيطان |