Vücutların ve düş görünüşün o kadar çok üzerinde duruyoruz ki içimizde bu kadar çok acı çekmemize şaşmamak lazım. | TED | مع الكثير من التركيز على الجسم والشكل الخارجي، لا نستغرب أننا نعاني كثيرا في داخلنا. |
İçimizde yatan şey asla gerçekten sömürülemez, alınamaz veya çarpıtılamaz. | TED | ما يكمن في داخلنا لا يمكن أبدا أن تكون مستعمرة حقا، ملتوية، أو اتخذت بعيدا. |
Fakat bizler, nihayetinde o canavarların ötede durmadıklarını, içimizde yaşadıklarını fark ettik. | TED | ولكن في النهاية، اكتشفنا أن الوحوش لا تقبع هناك بل هي توجد في داخلنا. |
Elbette hepimizin içinde bir miktar bencillik ve açgözlülük var ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler. | TED | بالتأكيد، في داخلنا جميعًا القليل من الأنانية والشجع، لكن لمعظم الأشخاص، ليست هذه هي القيم المهيمنة. |
Hepimizin içinde bir parça şeytanlık vardır. İzin ver de, onu çıkarayım. | Open Subtitles | كلنا لدينا بضعة من شياطين في داخلنا دعيني ارهبهم |
Demek istiyorum ki hepimizin içinde pusuda bir karanlık yer vardır bir element vardır. | Open Subtitles | أعني أنه في داخلنا يَترصّدُ هناك الشكل الحقود المُظلم. |
Çünkü, içimizde de bir Evren var, hepimizin yapi tasi aslinda yildizlar. | Open Subtitles | لأن الكون أيضا في داخلنا. نحن مصنوعين من مادة النجوم. |
Şimdi bizi biz yapan ve bizden önce giden hayatların anısına içelim ki onlar içimizde yaşasınlar. | Open Subtitles | تشرب الآن في ذكرى ما كنا وحياة أولئك الذين ذهبوا قبلنا سوف يعيش في داخلنا. |
Şeytan sadece içimizde var olan bir şey. | Open Subtitles | و لكنه ليس كذلك انها فقط حالة انسانية في داخلنا جميعا |
"Önümüzde olanlar ve ardımızda kalanlar, "içimizde olanlarla kıyaslayınca önemsiz kalırlar." | Open Subtitles | ما يكمن في ماضينا ومستقبلنا" "لا يقارن بما يكمن في داخلنا |
Müthiş bir fırsatın uçurumundayız. Türlerimizi yeniden tanımlayacak güç içimizde var. | Open Subtitles | نحن على حافّة تحوّل عظيم نمتلك في داخلنا محدّدات نوعنا |
sadece içimizde var olan, bu derin erotik oyun alanına doğru. | Open Subtitles | إلى أرض الشهوة العميقة تلك الموجودة في داخلنا فقط |
İçimizde, hepimiz biliyoruz ki robotlar gerçekte birer insan değildir. | Open Subtitles | في داخلنا نحن نعرف إنّ الآليون ليسوا بشراً |
"Biliyor musun; ilk kalıba döküldüğümüzde, bizi yapan adam içimizde kurşun olduğu için güçlü, sert ve uzun ömürlü olduğumuzu söyledi." | Open Subtitles | هل تعلم أننا حينما كنا منصهرين قال الرجل الذي صنعنا نحن أقوياء وأشداء وأحياء لأنه في داخلنا يوجد رصاص |
Hepimiz, bu kitaplar veya elmaslar gibi geçmişimizin sırlarını içimizde saklıyoruz. | Open Subtitles | نحن نشبه هذهِ الكتب أو هذا الألماس لدينا أسرار ماضينا مخبأة في داخلنا |
Güzelliğin yalnızca yüzeysel olduğunun ve hepimizin içinde bir canavar yaşadığının kanıtı. | Open Subtitles | التي تثبت أن الجمال هو مجرد شئ سطحي وأن الوحش يعيش في داخلنا جميعا. |
Güzelliğin yalnızca yüzeysel olduğunun ve hepimizin içinde bir canavar yaşadığının kanıtı. | Open Subtitles | التي تثبت أن الجمال هو مجرد شئ سطحي وأن الوحش يعيش في داخلنا جميعا. |
Hepimizin içinde bir şeyler var. | Open Subtitles | هنالك شيء في داخلنا جميعاً |
hepimizin içinde hem aydınlık, hem de karanlık bir yan vardır. | Open Subtitles | كلنا نملك الجانب المضيء والمظلم في داخلنا |
Bana soracak olursanız, derim ki, opera hepimizin içinde taşıdığı hislerin tümünü açığa çıkartmaya yardımcı olan bir şeydir. | Open Subtitles | إذا سألتموني، سأقول لكم إن الـ أوبرا هي ببساطة تدفق جميع الأحاسيس التي نحملها جميعنا في داخلنا |