ويكيبيديا

    "في غرفةِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • odasında
        
    • odada
        
    • Yatak
        
    • odasındaki
        
    • odasına
        
    • salonunda
        
    • odasındaydı
        
    -Bir şey yapmalıyız. -Babam kontrol odasında ama... Open Subtitles يَجِبُ أَنْ نَفعلُ شيءُ أَبّي في غرفةِ التحكمَ
    Hesaplamaları harita odasında mı yaptılar? Open Subtitles لقد قاموا بحساباتهم في غرفةِ الخريطة ؟ هذا الصباحِ
    Adam beni soyunma odasında işerken görmüş olmalı. Open Subtitles ذلك الرجلِ لا بدَّ وأن كَانَ يَنْظرُ في غرفةِ الملابس.
    odada birşey unutmuşum. Benim için bakar mısın? Open Subtitles بالمناسبة تَركت شيءاً في غرفةِ الجلوس هَلْ يمكن لك أن تبحث لي؟
    Ama hayatının geri kalanını Yatak odanın zemininde iç karartıcı müzikler dinleyerek geçiremezsin. Open Subtitles لكن لايمكنكِ قضاءُ بقيةِ حياتكِ تجلسينَ في غرفةِ نومكِ وتستمعينَ إلى الموسيقى المحبطة
    Oturma odasındaki tablo eskiden de var mıydı? Open Subtitles هذه الصورةِ هنا في غرفةِ الجلوس. أنت هَلْ دائماً أَخَذتَ هذا؟
    Yüzbaşı Mauser seni takım odasında görmek istiyor. Open Subtitles النّقيب ماوسير يُريدُ رُؤيتك في غرفةِ الفرقةَ.
    Resim odasında küçük bir yangın vardı. Open Subtitles كان هناك نار صغيرة في غرفةِ الفَنَّون. إنتهى.
    M kontrol odasında sizinle buluşacak. Size eşlik edeyim. Open Subtitles إم سَتقابلُك في غرفةِ العمليات سَآخذُك مباشرة اليها
    Geri gidelim, küpemi oturma odasında düşürdüğümü söyleyeyim Open Subtitles نَعُودُ، وأنا أَقُولُ بأنّني فَقدتُ قرطي في غرفةِ جلوسه.
    Aşağıda Drake'in odasında anahtar arıyorum. Open Subtitles أَنا أسفل في غرفةِ درايك، بَحْث عن المفتاحِ.
    Evet.Sanırım sen beni konferans odasında gördün. Open Subtitles أجل. أعتقد بأنك رَأيتَني في غرفةِ المؤتمرَات
    Başka birinin odasında ayakkabı çıkarmaktan rahatsız olan insanlar olduğunu biliyorum. Open Subtitles أَعْني، يعود الأمر لك. أَعْرفُ بَعْض الناسِ يَبْدونَ مضحكينَ حول يُزيلُ أحذيتهم منه في غرفةِ شخص آخرِ.
    Cameron'un odasında duvara gömülü bulduğun saç. Open Subtitles هو الشَعرُ وَجدتَ مُضَمَّناً في الحائطِ في غرفةِ كاميرون.
    Phoebe'nin seninle konuşması gerek. Giyinme odasında. Open Subtitles يَحتاجُ فويب للكَلام معك في غرفةِ الملابس.
    Ameliyata giriyormuş. Hazırlık odasında konuşmak istemedi. Open Subtitles هو يَدْخلُ جراحةَ، لا يُريدُ كَلام هناك في غرفةِ الواجبات المدرسيةَ.
    İkisi bir odada bebek gibi uyuyacak. Open Subtitles الإثنان منهم في غرفةِ واحدة نوم مثل الأطفال الرُضَّع.
    Christian, o odada senin yanında olduğundan hiç bahsetmedi. Open Subtitles المسيحي مَا أخبرَني بأنّه كَانَ مَعك في غرفةِ الولادة.
    Şu sandığı Yatak odama taşıyarak başlayabilirsin. Open Subtitles يُمْكِنُ أَنْ تَبْدأَ بوَضْع تلك الصَناديقِ في غرفةِ نومي.
    Yatak odasındaki telefonu kullan. Open Subtitles أُخبرُك الذي، يَستعملُ الهاتفَ في غرفةِ نومي.
    Hiçbir şey. Barney'in odasına gidip çocukluk yatağında tekrar yapmak ister misin? Open Subtitles لا شيء، اتريد ان نذهب ونمارس الجنس في غرفةِ طفولة بارنى مجددا؟
    Affedersiniz Sör Trevor. Sızı yemek salonunda bekliyorlar. Open Subtitles أعذرْني، السّير تريفور، هم يَنتظرونَ لَك في غرفةِ الطعام.
    Jeff, misafir odasındaydı; ben de kanepede. Open Subtitles جيف كَانَ في غرفةِ الضيوف، وأنا كُنْتُ على الأريكةِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد