ويكيبيديا

    "في غرفته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • odasında
        
    • odasına
        
    • odada
        
    • odasını
        
    • odasındaki
        
    • odasındadır
        
    • odasındaydı
        
    Geçen Perşembe gecesi, burada, şehrimiz New York'ta 87 yaşında bir adam otelindeki mütevazı odasında hayata gözlerini yumdu. Open Subtitles ليله الخميس هنا في مدينتنا نيويورك الرجل الذي كان في سن السابعه والثمانين مات في غرفته المتواضعه في فندق
    odasında manyak gibi davrandın, şimdi de üstünlük kurduğunu mu sanıyorsun? Open Subtitles أنت تتصرف في غرفته كمختل واضح والآن تؤكد حقك الإستعلائي ؟
    Doğduktan 6 ay sonra odasında çıkan yangında annesini kaybetmiş. Open Subtitles فقد والدته في حريق في غرفته ،تماماً بعد ستة أشهر
    Bir de vaktini odasında geçirmesini ve saçını kestirmesini tembihlersen iyi olur. Open Subtitles و تنصحه بقضاء معظم وقته في غرفته و ربما يحظى بقصت شعر
    Yani Syd odasına canlı gitti kimse içeri ne girdi ne de çıktı ama yine de öldürüldü mü? Open Subtitles ذلك، ذهب سيد في غرفته على قيد الحياة، لم يأت أحد آخر أو للخروج منه، وحتى الآن، تم اغتياله؟
    Dosya odasında hiç iletilmemiş mektuplarla dolu bir kutu buldum. Open Subtitles وجدتُ صندوقاً من الخطابات في غرفته لم يتم توصيلها قبل.
    Dosya odasında hiç iletilmemiş mektuplarla dolu bir kutu buldum. Open Subtitles وجدتُ صندوقاً من الخطابات في غرفته لم يتم توصيلها قبل.
    Arka odasında para dolu bir çanta buldum ve açtın mı? Open Subtitles لقد وجدت حقيبة مملوءة بالمال في غرفته الخلفية و قمت بفتحها؟
    Onu almalarına izin verdiğin için kendi odasında uyumaya korkuyor çünkü. Open Subtitles إنه خائف من أن ينام في غرفته لأنكِ سمحت لهم بإختطافه.
    Hayır, ama o görünüşe Onun odasında dün gece oldu. Open Subtitles كلا, لكن من الواضح أنها كانت في غرفته الليلة الفائتة.
    Orada değil, ama odasında bulduğum şeye bak. Open Subtitles انه ليس هناك ، ولكن انظر ماذا وجدت في غرفته.
    Okulla ilgili eşyalarını odasında bir çantada saklar. Open Subtitles وهو يبقي كل أشيائه المدرسية في حقيبة يضعها في غرفته.
    Hizmetçiye göre saat 08:00'de yatmak için giyindi, odasında yemek yedi. Open Subtitles طبقاً لأقوال الخادمة كان يلبس ثياب النوم في الثامنة وتناول العشاء في غرفته
    Her gün okuldan sonra hastaneye koşup... odasında oturup, ev ödevlerimi yapardım. Open Subtitles اعتدت على الذهاب يوميا إلى المستشفى بعد المدرسة. والجلوس في غرفته و القيام بواجباتي المدرسية.
    Bir komşumuzun yatak odasında jakuzisi var. Open Subtitles أنا أملك هذا الحي و هو قد بنى هذا الجاكوزي في غرفته
    Otel odasında büyük bir elektrikli aygıtın üzerinde bulundu. Open Subtitles لقد وُجد في غرفته موصول بجهاز كهربائي كبير
    Sen benim odamda, o burada yatacak. Ben de onun odasında yatacağım. Open Subtitles أنتَ في غرفتي, أنا في غرفته و هو بالأسفل هنا
    odasına girer girmez silahın kabzasıyla kafasına vur. Open Subtitles لا ستقوم باعادته الى الفندق و في غرفته ستضربه بالمسدس
    Her neyse, kahrolası senin bu odada ne işin vardı Darren? Open Subtitles وماذا كنت تفعل في غرفته ، على أي حال ، دارين؟
    En azından odasını göremez miyim her şeyin tamam olduğundan emin olmak için? Open Subtitles أيمكنني حتى أن أراه في غرفته وأتأكد انه مستريح بها؟
    Bir müşteri ona kendi otel odasındaki tuvaletini kullanmasını teklif etti Open Subtitles لكن زبون عرض للسماح لهم بإستخدام الحمام في غرفته بالنُزل المجاور.
    Monsieur Cornworthy yanda kendi odasındadır. Open Subtitles السيد "كورنوورثي" في غرفته المجاورة
    Hayır. Kendi odasındaydı ve kapısı kapalıydı. Open Subtitles لا، بل كان في غرفته الخاصة مغلقاً الباب على نفسه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد