Onu öldürmek için kullandığı kablo gibi gözüküyor, kabloyu iş eldivenlerine sarmış burada. | Open Subtitles | فيبدوا كالحبل الذي استخدم في قتله وهو ملفوف حول قفازاته التي عمل بها |
- Onu öldürmek isteyecek biri var mı? | Open Subtitles | كان طيارا بارعا هل تعرف احدا يرغب في قتله |
Onunla kalırsan bir gün Onu öldürmek isteyeceksin. | Open Subtitles | لو بقيت برفقته، فسينتهي المطاف بكَ راغباً في قتله ذات يومٍ. |
Sonunda benimle yüzleştiğinde en azında onu öldürmeyi denemeliyim diye düşündüm. | Open Subtitles | عندما أخيرا أخذني حتى على ذلك, وأنا أحسب أنني يجب أن لا يقل عن النظر في قتله. |
onu öldürmeyi ne kadar da çok düşünürdüm. | Open Subtitles | من الجنون أنني قضيت الكثير من الوقت أفكر في قتله |
Ama onu öldürmeye hakkın yok. | Open Subtitles | ولكن ما لم يكن لديك هو الحق في قتله |
O zaman onu öldürmeye hakkim var. | Open Subtitles | إذن لديّ الحق في قتله. |
Dayanamadım. Onu öldürmek istedim. | Open Subtitles | لم أعد أستطع التحمل ففكرت في قتله |
Onu öldürmek için iki kere düşünmezdik. | Open Subtitles | لن أتردّد في قتله - لكننا أعطيناه الفيروس الرجعي - |
Haklısın, Onu öldürmek istedim. | Open Subtitles | أنت على حق. أنا لم ترغب في قتله. |
Onu öldürmek istemem nasıl ondan hoşlanmak oluyor? | Open Subtitles | كيف لي الرغبة في قتله يعني أنا أحبه؟ |
Onu öldürmek istemedim. | Open Subtitles | لم ارغب في قتله. |
Biliyorum. Onu öldürmek isterdin. | Open Subtitles | اعلم , سترغبين في قتله. |
O zaman, Onu öldürmek istedim. | Open Subtitles | ,في ذلك الوقت رغبت في قتله |
Sands Onu öldürmek istemedi. | Open Subtitles | لم يرغب ساندس في قتله |
onu öldürmeyi düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تفكر في قتله , هل تفعل ؟ |
Tamam ben onu öldürmeyi düşündüm. | Open Subtitles | حسناً لقد فكرت في قتله |