Eğer bu hayvanlardan birisi balık kurbağa ya da yılan ölmüşse, bu taşı hayatının geri kalanında hep Kalbinde taşıyacaksın. | Open Subtitles | و لكن إذا أيّ من الحيونات السمكة ،الضفدعة و الثعبان وجدتها ميته ستتحمل ثقل مرارة ذنبهم في قلبك لبقيّة حياتك |
Ama sen yaptığın evde, yani Kalbinde tüm odaları annene ve nefretine vermişsin. | Open Subtitles | لكن في البيت الذي بنيته جيّداً في قلبك.. أعطيتَ كل الغرف لأمك والكراهية. |
Çekilmez biri olabilirsin ama içten içe iyi ve yüce ruhlu birisin. | Open Subtitles | قد تكون لا تُطاق لكن في قلبك أنت عطوف ولديك روح معطائة |
Sen de şimdi kalbindeki boşluğu doldurmak için ondan yiyorsun. | Open Subtitles | و الآن أنت تتناولي واحدة كي تملئِ ثقب في قلبك |
bir içki verin gözlerinizi açın kalbinizde ne varsa kulağıma fısıldayın | Open Subtitles | افتح عينيك مهما في قلبك اهمسي في اذني خلال بعض الحشود |
Eğer yanılmıyorsam Kalbine saplanan bir çubuk, seni felç eder... | Open Subtitles | الآن إذا أخذت هذا و ألصقته في قلبك فسوف يشلّك |
Eğer kalbinden geldiği gibi yazıyorsan boşuna yazıyorsun... | Open Subtitles | اذا كتبت ما يوجد في قلبك هذا يعني بأنك لن تحصل على مقابل |
Bunu yapmaya mecbur değildim ama ufacık bir çocuktun, baban yoktu, umutsuzdun ve Kalbinde koca bir boşluk vardı. | Open Subtitles | لم أكن مرغماً على ذلك لكنّك كنت طفلا يتيماً بلا أب ، بلا أمل و فراغ كبير في قلبك |
Fakat sahip oldugun bu mirasin gururunu daima Kalbinde tasi. | Open Subtitles | و دائما أحمل في قلبك الأعتزاز بثروتك المميزة |
Kalbinde bir gülücük olduğunda Başlamak için daha iyi bir yol olamaz | Open Subtitles | "حينما تكون هناك ابتسامة في قلبك فما من طريقة أفضل تبدأ بها" |
Kalbinde ona bir yer ayırırsın. Senin bir parçan olur. | Open Subtitles | أنتِ تصنعين لها مكاناً في قلبك إنه تصبح نوعاً ما جزءاً منك |
Eğer bana bir şans daha vermek için Kalbinde yer açarsan. | Open Subtitles | ان كنت فقط تجدها في قلبك لتعطيني فرصة أخرى |
Ama Kalbinde hala fırtınalar esiyor. | Open Subtitles | بدونأن أفكرفيأسعادك. لكن هناك جنازة أبدية مازالت في قلبك |
Çünkü içten içe yaptığın adiliği bildiğinden, vicdanını rahatlatmak istedin. | Open Subtitles | لأنك تعرف أنه في قلبك ما فعلته وأنت تريد التأكد من أنك بخير |
İçten içe, tüm kargalar özgürce uçmak ister. | Open Subtitles | في قلبك , تريد الصياح كالغراب و تطير حرًا. |
kalbindeki derin düşünceleri biliyorum Tekrar bir pop star olmak istiyorsun. | Open Subtitles | تعرف هذا العميق لأسفل في قلبك تريد أن يكون المعبود البوب مرة أخرى. |
Yaran, bir zamanlar Charlie'nin doldurduğu ama şimdi boş olan kalbindeki bir yerden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | ألمك كان بسبب مكان خال في قلبك كان فيه تشارلي من قبل |
Yapıştırıcı beyinde kullanım için tasarlandı ama ben kalbinizde denemek istiyorum. | Open Subtitles | الغراء صمم كي يستخدم في دماغك، لكنني أريد تجربته في قلبك. |
Dönüşmeye başlarsan, Kalbine kazığı şahsen saplayacağım çünkü biz dostuz. | Open Subtitles | إذا بدأت بالتحول سأغرس بنفسي وتدا في قلبك لأننا صديقان |
Bazen yapılacak en iyi şey, kalbinden geçeni söylemektir. | Open Subtitles | أحياناً أفضل شيئ تفعله هو أن تتبع ما في قلبك بالضبط |
Normal biriymiş gibi yapan ama seni kalpten seven birini bulabileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | في قلبك ان تحب احد يتظاهر بأنه مستقيم فقط لكي يمارس الجنس؟ |
Büyü burada değil senin Kalbinin ve kafanın içinde. | Open Subtitles | التعويذة ليست في ردائه انها في قلبك وعقلك |
Umarım bir gün, yüreğinde beni affedebilirsin. | Open Subtitles | و أتمنى انك يوما ما سوف تجد القدرة في قلبك لتسامحني |
Amy'nin peşinden gidip kalbindekileri ona söylemen için geç değil. | Open Subtitles | انها ليست بعد فوات الأوان بالنسبة لك أن تذهب بعد ايمي وأقول لها ما هو حقا في قلبك. |
Deshawn, bacağından soktuğumuz küçük bir tüple kalbini onarmayı başardık. | Open Subtitles | كنا قادرون على علاج قلبك بضغط أنبوبة صغيرة في قلبك |