ويكيبيديا

    "في مكان مثل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Böyle bir yerde
        
    • gibi bir yerde
        
    • gibi yerlerde
        
    • öyle bir yerde
        
    Senin gibi bir fıstık Böyle bir yerde ne arar? Open Subtitles ماذا تفعل مثيرة مثلكِ في مكان مثل هذا .. ؟
    İleride bir bebeğim olursa, Böyle bir yerde büyütmek isterim. Open Subtitles إذا لدّي طفل يجب أن أربّيه في مكان مثل هذا
    "Böyle bir yerde insanın başına kötü bir şey gelmez" derken ne demek istediğimi şimdi anladın mı? Open Subtitles هل تنظر ماذا يعني ، كيف لا شيء سيئ يمكن أن يحدث لك في مكان مثل هذا؟
    New York gibi bir yerde büyüyen birinci nesilden birinin kendi yerini bulmasının kolay olacağını düşünebilirsiniz. TED وقد تفكرون بأن الترعرع في مكان مثل نيويورك، سيكون من السهل على مواطن من الجيل الأول أن يجد له مكاناً.
    İkinci sorum: İklim değişikliğine Amazon yağmur ormanları gibi bir yerde nasıl hazırlanırız? TED سؤالي الثاني هو: كيف لنا ان نحد من تغير المناخ في مكان مثل غابة الأمازون الممطرة؟
    Marysville'deki gibi yerlerde kadınlar sadece iş istemezler. Open Subtitles نحن في مكان مثل مارسفيل مكان فيه النساء العاملات يرغبن بأكثر من مسمى وظيفة
    Kendisine saygısı olan bir vampirin öyle bir yerde yaşamasının ihtimali yok. Open Subtitles لا سيبل أن أي مصاص دماء أن يعيش في مكان مثل هذا
    "Böyle bir yerde insanın başına kötü bir şey gelmez" derken ne demek istediğimi şimdi anladın mı? Open Subtitles هل تنظر ماذا يعني ، كيف لا شيء سيئ يمكن أن يحدث لك في مكان مثل هذا ؟
    Şimdi senin gibi hoş bir kız, Böyle bir yerde ne yapıyor? Open Subtitles الآن، ماذا تعمل فتاة لطيفة مثلك في مكان مثل هذا؟
    Sizce gerçek bir yılan alacak param olsaydı Böyle bir yerde çalışır mıydım? Open Subtitles هَلْ تَعتقدُ بأنّني سَأَعْملُ في مكان مثل هذا بأفعى حقيقية؟
    Senin gibi güzel bir kız Böyle bir yerde yarış yaparak ne yapmaya çalışıyor? Open Subtitles يالك من فتاة جميلة مثلك تستطيع السباق في مكان مثل هذا؟
    Hayatını Böyle bir yerde geçirdiğini düşünebilir misin? Open Subtitles هل تستطيع ان تتخيل فضاء كل حياتك في مكان مثل هذا
    Phileas'ı Böyle bir yerde düşünebiliyor musun? Open Subtitles أيُمْكِنُ أَنْ تَتخيّلَ فيليس لوحده في مكان مثل هذا؟ أَنا متأكّدُ انه بخير
    Seninki gibi bir aileyle Böyle bir yerde yaşamak. Open Subtitles العيش في مكان مثل هذا مع عائلة مثل عائلتك
    Hayatta kalıp Böyle bir yerde karaya çıkmak korkunç bir ihtimal. Open Subtitles لأيّ باق على قيد الحياة، النزول في مكان مثل هذا سيكون فرصة مرعبة
    Neden Böyle bir yerde yaşayabiliyorsun? Open Subtitles سبب إنك تستطيع تحمل أن تعيش في مكان مثل هذا.
    Des Moines gibi bir yerde büyümenin sonucu işte. Open Subtitles انها تأتي من بعد أن كبروا في مكان مثل دي موين.
    Aurora gibi bir yerde yapacak çok bir şey yoktur, bu yüzden her ne yapıyorsanız bunu çok yaparsınız. Open Subtitles ليس هناك الكثير لفعله في مكان مثل أورورا لذا ما تفعلونه تكثرون من فعله
    Ve işlenmemiş arazinin New York Şehri gibi bir yerde ne kadar değerli olduğunu gösteren bir slayt kullandım: dikkat edin, bazı durumlarda metrekaresi binlerce dolar olan arazi. TED واستخدمت هذا الرسم التوضيحي ليبين كم هي قيمة هذه الاراضي الخام في مكان مثل مدينة نيويورك. لاحظ,اراض تساوي الاف الدولارات , في بعض الحالات, للمتر المربع.
    Sebebi de şu; bu ada gibi bir yerde, kumun çoğu, biyolojik maddeden yapılır çünkü resifler, tüm bu mikroskobik hayvanların büyüyebileceği bir ortam sağlıyor ve öldüklerinde, hayvanların kabukları, dişleri ve kemikleri parçalanıyor ve kum taneciklerini meydana getiriyor, mercan ve benzeri şeyler. TED والسبب في هذا، أنها في مكان مثل هذه الجزيرة، الكثير من الرمل مصنوع من المواد البيولوجية لأن الشعاب المرجانية توفر مكاناً تنمو فيه الحيوانات المجهرية أو الحيوانات العيانية، وندما تموت، أصدافهم وأسنانهم وعظامهم تكسر وتشكل حبوب الرمل، أشياء مثل الشعاب المرجانية وما إلى ذلك.
    Çoğumuz New York, Londra, Milano ve Paris gibi yerlerde kot pantolon giymeye karar verdiğimizde, muhtemelen bunun bir ayrıcalık olduğunu düşünmüyoruz; başka bir yerde başka sonuçları olabilir, bir gün bizden alınabilecek bir şey olabilir. TED عندما يقرر أي منا ارتداء سراويل جينز، في مكان مثل نيويورك، أو لندن، أو ميلان، أو باريس فإننا لا نفكر بكون ذلك امتيازًا، كشيء يمكن أن تكون له عواقب في مكان آخر، وكشيء يمكن انتزاعه منا يومًا ما.
    Kopenhag gibi yerlerde ülkeler biraraya geldikleri zaman sadece CO2'yi tartışmamalılar. TED عندما تجتمع البلدان في مكان مثل كوبنهاغن ، لا ينبغي فقط أن يناقشوا ثاني أوكسيد الكربون .
    Sonum asla öyle bir yerde olmayacak. Open Subtitles لن ينتهِ بي المطاف في مكان مثل ذلك أبداً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد