ويكيبيديا

    "في منزله" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • evde
        
    • evine
        
    • kendi evinde
        
    • Onun evinde
        
    • evinde bir
        
    • evini
        
    • Evindeyim
        
    • evinin
        
    Yarından itibaren, babanız başka bir evde yaşayacak, kendi evinde. Open Subtitles ابتداءا من الغد سيعيش والدكم في منزل آخر في منزله
    Will, babanı gerçekten o evde çalışmayan bir telefonla yalnız mı bıraktın? Open Subtitles هل فعلاً تركت أباك وحيداً في منزله الجديد دون وجود هاتف لديه؟
    Red, bu evde yaşamak için yeterince iyi olmadığımı düşünüyorsa sanırım öyleyimdir. Open Subtitles إن كان ريد يعتقد .. بأني لست جديراً بالسكن في منزله إذن أعتقد بأني لست كذلك
    Cameron bir kaç kere evine uğradı ölümden, sevdiğin birini kaybetmekten konuştular. Open Subtitles وقد زارته كامرون في منزله عدّة مرّات ليتحدّثا عن الموت وفقدان الأحبّة
    Gözlerimin içine bak ve dün gece Onun evinde olmadığını söyle bana. Open Subtitles وضعت عينك في عيني وأخبرتني بأنك لم تكن في منزله ليلة البارحة.
    Scott McKnight cumartesi gecesi evinde bir doğum günü partisi veriyor. Open Subtitles سوف يقيم حفلة عيد ميلاد يوم السبت الساعة السابعة في منزله
    O saatte evde yatağında olduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول إنه كان نائماً في منزله عند وقوع الجريمة
    Siz neden bahsediyorsunuz böyle? evde bulduğunuz tel, bir kamera için değildi. Open Subtitles سلك يمكنك العثور عليها في منزله لم يكن للكاميرا.
    Babam üzgündü çünkü hiç kadını yoktu ve tüm sabahlarını evde bir başına harcıyordu. Open Subtitles والدي كان حزيناً لآنه لم يلتقِ بالمرأة المناسبة و كان يمضي كل صباح وحيداً في منزله
    Babası onu evde onu kimsenin göremeyeceği şekilde saklıyordu. Open Subtitles والده أخفاه بعيداً عن الأنظار في منزله حتى لا يراه أي شخص
    evde ya da okulda değil. Open Subtitles لم أرهـ في منزله أو في المدرسة أو في أيِ مكان
    Adam evde değişik ürünleri test ederek hayatını kazanıyor. Open Subtitles الرجل يعمل في منزله كمتذوّق للمنتجات المنتهية
    Evet, teknik elemanlar evine böcek yerleştirirken biz de hedefimize göz kulak olacağız. Open Subtitles أجل .. علينا وضع المراقبة على الهدف بينما التقنيون يضعون أسلاكهم في منزله
    evine gidince de, pencerenin önünde sevişmemiz konusunda ısrar etti. Open Subtitles لكن، في منزله أصر . على أن نتداعب أمام النّافذة
    - Bunun yerine sizden evine gitmenizi istedi. - Evet. Open Subtitles ـ عوضاً عن ذلك ، طلب منك زيارته في منزله ـ نعم
    Ayrıca da yarıp bıraktığı hastasını... kendi evinde iyileştirmesini söyleyin. Open Subtitles قل له أيضاً إن مريضه الهالك قد ترك المكان كي يتعافى في منزله الخاص
    Bir insan kendi evinde ne yapmak istiyorsa yapabilmelidir. Open Subtitles على المرء ان يستطيع فعل ما يريد في منزله
    Onun evinde kaldığın için bal gibi senin de sorunun. Open Subtitles في الحقيقة أنت تعيشين في منزله ، إذا إنها مشكلتك
    evinde bir tür laboratuvar olduğunu ve mutluluk veren bir ilaç yaptığını söyledi. Open Subtitles إنّه يملك شيء مثل معمل في منزله وقال أنّه يعمل على دواء يسبب السعادة
    Bu yüzden evini ateşe verip, onu ölüme terk ettiniz. Open Subtitles لذا أضرمتم النار في منزله و تركتموه هناك كي يموت
    - Çünkü şu an onun Evindeyim ve ona bakıyorum. Open Subtitles لاني في منزله وانا انظر اليه الان
    Mesela, bu salondaki her erkek evinin bir yerinde porno film saklıyordur. Open Subtitles كمثال كل رجل هنا يخبئ مجلة إباحية في منزله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد