Onun da zor bir durumda olduğunu biliyorum, doğru olan şeyin bu olduğunu söyleyecek çünkü reddetmek için mantıklı bir sebep yok. | Open Subtitles | أعلم أنه في موقف صعب عليه أن يخبرني بأنه الشيء الصائب لفعله لأنه لا يوجد أي سبب معقول للقول بأنه ليس كذلك |
Ama bu sizi Lort Mansfield karşısında çok zor bir durumda bırakacak. | Open Subtitles | هذا سيضعك في موقف صعب مع اللورد مانسفيلد |
Ama yine de, oraya gittiği için, çok zor bir duruma düşürmüş oldun onu. | Open Subtitles | فقد وضعها ذلك في موقف صعب عندما ذهبت هناك |
Bizi zor duruma sokacak bir şey yapmam. | Open Subtitles | لن أفعل شيء يضعنا في موقف صعب |
- Ne zor bir durumdayım, anladınız mı? | Open Subtitles | هل تريان كما انا في موقف صعب ؟ |
Beni çok zor durumda bırakıyorsun. | Open Subtitles | لذلك فإن هذا يضعني في موقف صعب ، أتعرفين ؟ |
zor bir durumda, zor bir seçim yapmak zorunda kalan bir genç kızdınız. | Open Subtitles | كنتِ مراهقة واخترتِ اختيارًا صعبًا في موقف صعب |
Beni burada ne kadar zor bir durumda bıraktığının farkında mısın? | Open Subtitles | أنتي تضعيني في موقف صعب |
Jan... şirketi çok zor bir durumda bırakıyor. | Open Subtitles | "جان " وضعت الشركة في موقف صعب جداً هنا |
Beni çok zor bir durumda bırakıyorsun. | Open Subtitles | أنك تضعنى في موقف صعب جدا |
Ne kadar zor bir durumda olduğunuzun farkındayım. | Open Subtitles | أدرك أنّك في موقف صعب جدا |
Hepimizi çok zor bir duruma soktuğumu farkettim. | Open Subtitles | أنا أدرك أنني قد وضعت لنا جميعا في موقف صعب. |
Fransa'daki bu ayaklanma bizi zor bir duruma sokuyor. | Open Subtitles | "الإنتفاضة التي تحدث في "فرنسا تضعنا في موقف صعب |
Karının intihar etmesi bizi çok zor bir duruma soktu. | Open Subtitles | انتحار زوجتك وضعنا في موقف صعب. |
Bizi zor duruma sokacak bir şey yapmam. | Open Subtitles | لن أفعل شيء يضعنا في موقف صعب |
Barney, bu durum seni zor duruma sokacak, biliyorum. | Open Subtitles | الآن (بارني)، أعلم أن هذا يضعك في موقف صعب |
zor bir durumdayım yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا في موقف صعب وأحتاج مساعدتك |
zor bir durumdayım. Mark'ın ebeveynleriyle irtibata geçemedim ve... | Open Subtitles | أنا في موقف صعب ، حيث ليس لدي اتصال بوالدي( مارك)، و .. |
Kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama burada zor bir durumdayım Teddy. | Open Subtitles | انا اعلم كيف يبدو ذلك لكن انا في موقف صعب هنا يا (تيدي) |
Bizi zor durumda bırakıyorsun. | Open Subtitles | حسناً، إنّك تضعنا في موقف صعب جداً هُنا. |
Dr. Morbius, özel talimatların yokluğunda beni çok zor durumda bırakıyorsun. | Open Subtitles | موربس" بغياب التعليمات المحددة أنت تضعني في موقف صعب |
Burada beni zor durumda bırakıyorsun dostum. | Open Subtitles | وإنّك تضعني في موقف صعب يا صاحبي. |