Bu yüzle ve Bu yaşta hiç kız arkadaşı olmaması garip olurdu. | Open Subtitles | سيكون من الغريب إذا لم تكن له صديقة في هذه السن ومع ذلك الوجه |
Bu yaşta bu kadar hasta olması ne kadar üzücü. | Open Subtitles | يا له من عار كانت مريضة جدا في هذه السن المبكرة. |
Bu yaşta bu kadar şeyi başardın. | Open Subtitles | أنه حتى في هذه السن أنت فعلت كل هذا بمنتهى البراعة |
O yaşta olsam bile doğru gelmedi. | TED | حتى في هذه السن الصغيرة، بدا غير مناسب |
Bu yaştaki çocuklara çabuk sahip çıkılır. | Open Subtitles | الأولاد في هذه السن يُبًلًغُ عليهم سريعا |
O yaşlardaki çocukları bilir misin? | Open Subtitles | هل تعلم كيف يبدو الأطفال في هذه السن ؟ |
Bu kadar genç bir yaşta bu derecede bir baskıyı kaldırmakta zorluk çeken oyuncular olacaktır. | Open Subtitles | وهناك ستكون اللاعبين الذين خنق التعامل مع هذا النوع من الضغط في هذه السن المبكرة. |
Bu yaşta böyle bir güce sahip olacağını düşünmezdim ama belki sahiptir. | Open Subtitles | لم أكن أعتقد أنها كانت قادرة في هذه السن المبكرة ولكن ربما هي. |
# Bu yaşta olmak içler acısı # | Open Subtitles | لكم هو مؤسف أن تكون في هذه السن |
Bu yaşta kadınlar menopoza girer. | Open Subtitles | في هذه السن النساء يكن في سن اليأس |
Çocuklar çok çabuk değişir Bu yaşta. | Open Subtitles | الصبيان في هذه السن يتغيرون بسرعة... |
O yaşta böyle olur. | TED | هذا ما يفعلونه في هذه السن. |
O yaşta ilgiye ihtiyacı olur. | Open Subtitles | في هذه السن هي بحاجة للرعاية |
Bu yaştaki insanların hayatlarını kaybetmeleri normaldir. | Open Subtitles | الناس في هذه السن تفقد الرغبة في العيش |
O yaşlardaki çocuklar çabuk iyileşiyor. | Open Subtitles | الفتيان في هذه السن تلتئم جروحهم بسرعة. |
Bu kadar genç bir yaşta bu kadar çok hayattan sorumlu olmak. | Open Subtitles | كونها مسؤولة عن العديد من الأرواح في هذه السن المبكرة. |