"Savaşın bu aşamasında, tüm halkımızın yok olmasına sebep olacak imhalar gerçekleştirmeye hiç hakkımız yok." | Open Subtitles | في هذه المرحلة من الحرب. أن نعارض قرار الهدم. التي من الممكن أن تقضي على حياة الناس. |
Soruşturmanın bu aşamasında yalnız değilsiniz. | Open Subtitles | لست وحدكِ هكذا في هذه المرحلة من التحقيقات |
Ama size dürüst olacağım; eğer bir zaman makinem olsaydı, tarihin bu noktasında dolaşmak istemezdim. | TED | ولكنني سأكون صريحه معكم: إن كانت لدي آلة زمن، فلن أبقى في هذه المرحلة من التاريخ. |
Hayatımın bu noktasında çok açık konuşman gerek. | Open Subtitles | في هذه المرحلة من حياتي، يجب أن تكوني محدده جداً |
Bu davanın şu aşamasında konuşmak istemediğim bir durum. | Open Subtitles | هذا الشئ لـاـ أود الكشف عنه في هذه المرحلة من التحقيق؟ |
Bunları ambulansa konarken bağırarak anlattığı için üstelemek istemedim ama hayatımın şu noktasında her şeye inanmaya hazırım. | Open Subtitles | لم أشأ أن أضغط عليها بالنظر إلى أنها تصرخ بينما كانوا يضعونها في سيارة الاسعاف، كما تعلم، أنا مستعد للتصديق بأي شيء في هذه المرحلة من حياتي. |
Ama, artık hayatımın belli bir yerine geldiğime göre bence endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا، في هذه المرحلة من حياتي لا أعتقد أنك في حاجة للقلق |
Frankly, hamileliğinin şu evresinde ultrasonda görünebilecek ve senin işine yarayacak bir şeyler olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | بصراحة، لم أجد شيء عنك الذي يشير إلى ضرورة الأشعة الفوق السمعية في هذه المرحلة من حملك |
Evliliğimizin bu aşamasında, eğer hala beni test etme ihtiyacı duyuyorsan, o zaman başarısız olan sensin. | Open Subtitles | .. في هذه المرحلة من زواجنا إن كنت لاتزال تشعر بالحاجة .. لأن تختبرني فأنت الذي رسبت |
Küçük projemizin bu aşamasında işe yarar bir yetenek | Open Subtitles | المهارة مطلوبة في هذه المرحلة من مشروعنا الصغير |
Oyunun bu aşamasında benden zeki olman gerekiyor. | Open Subtitles | من المُفترض أن تكوني أذكي مني .في هذه المرحلة من اللُعبة |
Evet, tuhaf aşermeler, hamileliğin bu aşamasında çok olağandır. | Open Subtitles | أجل،الرغبات الغريبة شائعة للغاية في هذه المرحلة من الحمل |
Hamileliğin bu aşamasında küretaj yapmıyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نقوم بالقشط في هذه المرحلة من الحمل |
Evliliğin bu noktasında, bir eş kocasının ne yapabileceğini ve yapamayacağını bilmelidir. | Open Subtitles | في هذه المرحلة من الزواج ، والزوجة يجب أن تعرف ما يمكن أن يفعله زوجها وما لا يستطيع |
Ama hayatımın bu noktasında, çok temel şeyleri düşünüyordum. | Open Subtitles | لكن في هذه المرحلة من حياتي : بدأت باكتشاف بعض الحقائق مثل |
Sadece hayatımın bu noktasında olmak istediğim yerde değilim. | Open Subtitles | هذا ليس المكان الذي توقعت التواجد فيه في هذه المرحلة من حياتي |
Sana bunu söylemek içimi acıtıyor ama sen gerçekleri seversin, o yüzden işte sana gerçek hayatının şu aşamasında ona verebileceğinden daha fazlasını hak ediyor. Beni önemsiyorsun sanmıştım. | Open Subtitles | يؤلمني إخبارك هذا،لكنك تحب الحقائق، :لذا ها هي ذا إنها تستحق أكثر مما أنت قادر على إعطائها في هذه المرحلة من حياتها إعتقدتك تهتم لأمري |
Yani, özellikle hayatımın şu noktasında, | Open Subtitles | خاصة في هذه المرحلة من حياتي |
Ama, artık hayatımın belli bir yerine geldiğime göre bence endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | حسنا، في هذه المرحلة من حياتي لا أعتقد أنك في حاجة للقلق |
Parayı toparladık. Yaptığımızdan heyecan duyduk çünkü insan hayatının bu evresinde en kıt bulunan şey zaman. | TED | لقد جمعنا المال اللازم لذلك .. وكنا فرحين جداً لاننا قمنا بذلك .. لانه في هذه المرحلة من الحياة يملك الانسان القدرة الامثل على استغلال الحياة |
Hayatının bu evresinde kendin bizzat bir şeyle yüzleşiyorsun bir nevi uyumsuzluğa karşı-- Aslında elektromanyetik kuvvet diyebiliriz , Parkinson nöbetlerini ve bu yaratıcı kuvveti yani sanatçı olarak seni ve hayatını yönlendiren bu şeyi yöneten. | TED | تعلمون ، على ما يبدو في هذه المرحلة من حياتك ، أنت أيضا شخصيا جدا في هذه الحالة من المواجهة مع نوع من نشاز -- ولكنني اعتقد انها قوة الكهرومغناطيسية التي تحكم بطريقة أو بأخرى باركنسون وهذه القوة الخلاقة أن كلا من الفنان الذي هو في هنا والآن وهذا النوع من قوس حياتك كلها. |