ويكيبيديا

    "في وقت واحد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • aynı anda
        
    • aynı zamanda
        
    • Her seferinde
        
    • bir anda
        
    • Bir kerede
        
    • kaldırmak çok
        
    • tek seferde
        
    Bu her atom aynı anda iki farklı yerde demektir, buda şu anlama gelir, küçük metal parçasının hepsi iki farklı yerde bulunur. TED وهذا يعني ان كل ذرة موجودة في مكانين مختلفين في وقت واحد وهذا يعني ان الجسيم المعدني موجود في مكانين في وقت واحد
    Küresel ısınma hepimizin başına aynı anda gelen bir gerçek. TED الاحترار العالمي هو شيء يحدث لنا جميعا، في وقت واحد.
    Artık gerçeği biliyorsunuz. aynı anda elinizde 40 dava bulunabilir. Open Subtitles حسناً, قضاياكم الجارية قد تكون 40 قضية في وقت واحد.
    Doğrusu, merkezi beynin bütün öğeleri aynı zamanda yönetmesini gerektirir. TED ان الامر يتطلب حيوية المنطقة الدماغية الوسطى لكي تستطيع ان تتناغم مع كل تلك العناصر في وقت واحد
    Her seferinde sadece tek bir kız çığlığıyla başa çıkabiliyorum. Open Subtitles يمكنني فقط التعامل مع صراخ فتاة واحدة في وقت واحد
    Bunların birkaç milyonu bir anda dışardadır. TED وأنت تسمح لبعض الملايين منهم بالخروج في وقت واحد.
    Toplum Bir kerede ancak bir değişimi kabullenebilir. Open Subtitles أي مجتمع لا يتحمل أكثر من طفرة في وقت واحد
    Tüm o insanlar buraya aynı anda nasıl getirilebilir ki? Open Subtitles كيف تجمع كل هؤلاء الناس هنا في وقت واحد ؟
    Bu kadar şeyi aynı anda nasıl idare edebildiğini gerçekten anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم بصدق كيف يمكنها عمل أشياء كثيرة في وقت واحد
    Ona aynı anda mesaj atıp planörle uğraşma diye defalarca söyledim! Open Subtitles لقد توسلت اليه كي لا يكتب رسالة ويتزلج في وقت واحد
    Bu 10 numuneyi aynı anda kafese yerleştiriyorsunuz. TED يمكنك وضع هذه العينات 10 في وقت واحد في القفص.
    Tam şu anda, evimizdeki tüm alarmlar aynı anda çalıyor. TED الآن يدق كل إنذار في منازلنا في وقت واحد.
    Peki aynı anda hem titreşmesi hemde titreşmemesi ne anlama geliyor? TED ولكن ماذا يعني أن يهتز الجسيم .. ولا يهتز في وقت واحد
    Bugün birçoğumuz şu algıya sahip; zamanın yayı aynı zamanda hem her yeri hem de hiçbir yeri işaret ediyor. TED الكثير منا اليوم لديهم الإحساس يشير السهم في ذلك الوقت في كل مكان ولا مكان في وقت واحد.
    Onları nasıl aynı zamanda vuracağımızı biliyor musunuz? Open Subtitles كيف نتأكد اننا نضربهم من جهات مختلفة في وقت واحد ؟ ?
    Ve laboratuardaki adamlar bana her ikisini de aynı zamanda takan kişilerin bir yarasa kadar kör olacaklarını söylediler. Open Subtitles ورجال المعمل أخبروني أن أي شخص يرتدي كلا هذه الوصفتين في وقت واحد يصاب بعمى الخفافيش
    Hayır. Michael bunu kendi yapıyordu, Her seferinde bir doz,.. Open Subtitles مايكل كان يديرها بنفسه جرعة واحدة في وقت واحد
    Her seferinde birşeylerden sorun çıkarmayı çalışıyorsun. Open Subtitles كلما نلتقي شيئا جديدا , لن نكون تعتاد على ذلك في وقت واحد.
    Örneğin, Hepimizi bir anda ele geçiremezler.. Open Subtitles على سبيل المثال لا يمكن ان يدخلونا جميعا في وقت واحد
    Hepsini Bir kerede yapmak daha güvenli. Open Subtitles أنه أكثر امنا ان نفعلها كلها في وقت واحد
    Bütün bu olanları kaldırmak çok zor. Open Subtitles هاذه كثير من المعالجة في وقت واحد
    tek seferde 1 çuval Katamine kargoyla ihraç edilir. Open Subtitles كيس واحد في الكيتامين حقيقية تصدير البضائع في وقت واحد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد