ويكيبيديا

    "قابلتُه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tanıştım
        
    • tanıştığım
        
    • tanıdığım
        
    • tanışmıştık
        
    • tanışmıştım
        
    • karşılaştık
        
    • karşılaştım
        
    Ama onunla daha bu gece tanıştım, Adını bile bilmiyorum! Open Subtitles لَكنِّي قابلتُه فقط هذا المساء، أنا لا أَعْرفُ حتى اسمه
    Ama onunla tanıştım işte. Evet tanıştım ve onu seviyorum. O da beni seviyor. Open Subtitles لكني قابلتُه، أنا قابلتُه و لدي مشاعر تجاهه، وهو لديه مثلها لي
    Doğum günü partinde tanıştığım eleman mı? Open Subtitles ذلك الرجل الذي قابلتُه في حفل عيد ميلادك؟
    tanıştığım en iyi insanı, sevdiğim tek kadını hayal kırıklığına uğrattığım kısmı. Open Subtitles حيثُ خذلتُ أفضل شخص قابلتُه في حياتي المرأة الوحيدة التي أحببت
    Bir zamanlar tanıdığım bir adama veda etmek için gelmiştim buraya. Open Subtitles لقد جئتُ من أجل توديع رجل .الذي قابلتُه مرة واحدة بحياتي
    Uyanıkken horlayan tanıdığım tek insan olduğunu biliyor musun? Open Subtitles أتعرف أنك الشخص الوحيد الذي قابلتُه الذي يشخِّر وهو مستيقظ؟
    Arkadaşım diyemem ama tanışmıştık. Open Subtitles حَسناً، أنا لا أَقُولَ بأنّه كَانَ صديقا لي، لَكنِّي قابلتُه مرّة.
    Onunla ilk orada tanışmıştım. Open Subtitles هناك حيث قابلتُه للمرّة الأولى. حسناً.
    Aslında bugün karşılaştık. Open Subtitles في الحقيقة، قابلتُه اليوم.
    Onunla arka tarafta karşılaştım ama bir hatunla kavga ediyordu. Open Subtitles قابلتُه في الخلف، وكان يتشاجر مع فتاة.
    Onunla çamaşırhande tanıştım tamamen tesadüf eseri ve çamaşırlarımızı yanlışlıkla değiştirdik. Open Subtitles هنا بيترا. قابلتُه في محل غسل الملابسِ، على سبيل المصادفة.
    Onunla bu akşam tanıştım! Open Subtitles لقد قابلتُه اللّيلة فقط أنا لا أَعْرفُه
    Onunla yogada tanıştım ve o kandırılmaz biri. Open Subtitles قابلتُه في اليوغا وهو من الممنوعين
    Onunla Cole sayesinde sizin dairenizde tanıştım. Open Subtitles قابلتُه خلال كول في شُقَّتِكَ.
    Onunla tanıştığım ilk geceyi asla unutmayacağım. Open Subtitles أنا لَنْ أَنْسي أولَ ليلة قابلتُه.
    Turk ilk onunla tanıştığım için çok şanslı. Open Subtitles التركي محظوظُ جداً قابلتُه أولاً.
    Tıpkı uzun süre önce tanıştığım korkak gibi topal filan işte. Open Subtitles تشبه ذاك الجبان الذي قابلتُه منذ زمنٍ طويل ... أعرج و ما إلى ذلك
    Hiç kuşkusuz tanıdığım en zeki insan. Open Subtitles لا ريب أنّ له عقلاً موهوباً يفوق أيّ رجل قابلتُه قطّ
    - Sürekli. Onunla tanıştığımda, o tam bir Amerikan golfçusuydu. Hayatımda tanıdığım en kendine güvenen adamdı. Open Subtitles عندما قابلتُه كان أفضلَ لاعب غولف، و أكثرُ رجلٍ قابلتُه ثقةً بنفسه في حياتي.
    Hayatımda tanıdığım en iyi ikinci adam. Open Subtitles إنّه ثاني أروع رجل قابلتُه يوماً
    Lisedeyken tanışmıştık. Benden büyüktü. Open Subtitles مجرّد شاب قابلتُه بالمرحلة الثانويّة كان يكبرني سناً
    Joe Allen'lerde tanışmıştım. Open Subtitles قابلتُه في جو ألين.
    Sabah karşılaştık. Open Subtitles قابلتُه ذلك الصباحِ.
    Sanırım onunla karşılaştım. Open Subtitles أعتقد أننى قابلتُه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد