Ama onunla daha bu gece tanıştım, Adını bile bilmiyorum! | Open Subtitles | لَكنِّي قابلتُه فقط هذا المساء، أنا لا أَعْرفُ حتى اسمه |
Ama onunla tanıştım işte. Evet tanıştım ve onu seviyorum. O da beni seviyor. | Open Subtitles | لكني قابلتُه، أنا قابلتُه و لدي مشاعر تجاهه، وهو لديه مثلها لي |
Doğum günü partinde tanıştığım eleman mı? | Open Subtitles | ذلك الرجل الذي قابلتُه في حفل عيد ميلادك؟ |
tanıştığım en iyi insanı, sevdiğim tek kadını hayal kırıklığına uğrattığım kısmı. | Open Subtitles | حيثُ خذلتُ أفضل شخص قابلتُه في حياتي المرأة الوحيدة التي أحببت |
Bir zamanlar tanıdığım bir adama veda etmek için gelmiştim buraya. | Open Subtitles | لقد جئتُ من أجل توديع رجل .الذي قابلتُه مرة واحدة بحياتي |
Uyanıkken horlayan tanıdığım tek insan olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف أنك الشخص الوحيد الذي قابلتُه الذي يشخِّر وهو مستيقظ؟ |
Arkadaşım diyemem ama tanışmıştık. | Open Subtitles | حَسناً، أنا لا أَقُولَ بأنّه كَانَ صديقا لي، لَكنِّي قابلتُه مرّة. |
Onunla ilk orada tanışmıştım. | Open Subtitles | هناك حيث قابلتُه للمرّة الأولى. حسناً. |
Aslında bugün karşılaştık. | Open Subtitles | في الحقيقة، قابلتُه اليوم. |
Onunla arka tarafta karşılaştım ama bir hatunla kavga ediyordu. | Open Subtitles | قابلتُه في الخلف، وكان يتشاجر مع فتاة. |
Onunla çamaşırhande tanıştım tamamen tesadüf eseri ve çamaşırlarımızı yanlışlıkla değiştirdik. | Open Subtitles | هنا بيترا. قابلتُه في محل غسل الملابسِ، على سبيل المصادفة. |
Onunla bu akşam tanıştım! | Open Subtitles | لقد قابلتُه اللّيلة فقط أنا لا أَعْرفُه |
Onunla yogada tanıştım ve o kandırılmaz biri. | Open Subtitles | قابلتُه في اليوغا وهو من الممنوعين |
Onunla Cole sayesinde sizin dairenizde tanıştım. | Open Subtitles | قابلتُه خلال كول في شُقَّتِكَ. |
Onunla tanıştığım ilk geceyi asla unutmayacağım. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَنْسي أولَ ليلة قابلتُه. |
Turk ilk onunla tanıştığım için çok şanslı. | Open Subtitles | التركي محظوظُ جداً قابلتُه أولاً. |
Tıpkı uzun süre önce tanıştığım korkak gibi topal filan işte. | Open Subtitles | تشبه ذاك الجبان الذي قابلتُه منذ زمنٍ طويل ... أعرج و ما إلى ذلك |
Hiç kuşkusuz tanıdığım en zeki insan. | Open Subtitles | لا ريب أنّ له عقلاً موهوباً يفوق أيّ رجل قابلتُه قطّ |
- Sürekli. Onunla tanıştığımda, o tam bir Amerikan golfçusuydu. Hayatımda tanıdığım en kendine güvenen adamdı. | Open Subtitles | عندما قابلتُه كان أفضلَ لاعب غولف، و أكثرُ رجلٍ قابلتُه ثقةً بنفسه في حياتي. |
Hayatımda tanıdığım en iyi ikinci adam. | Open Subtitles | إنّه ثاني أروع رجل قابلتُه يوماً |
Lisedeyken tanışmıştık. Benden büyüktü. | Open Subtitles | مجرّد شاب قابلتُه بالمرحلة الثانويّة كان يكبرني سناً |
Joe Allen'lerde tanışmıştım. | Open Subtitles | قابلتُه في جو ألين. |
Sabah karşılaştık. | Open Subtitles | قابلتُه ذلك الصباحِ. |
Sanırım onunla karşılaştım. | Open Subtitles | أعتقد أننى قابلتُه |