3 tane ev alana, bir tekne bedava gibi. | Open Subtitles | مع كلّ ثلاثة منازل تبيعها تحصل على قاربٍ مجّاني |
Film ekibi oldukça etkileyici çekimler yaptı balıkçılar da evlerine bir tekne dolusu balıkla, mutlu olarak döndüler. | Open Subtitles | طاقم التصوير إلتقط تسلسلاً مُثيرا ً، وتوجَّه صائدوا الاسماك الى البيت سُعداء مع قاربٍ مُحمَّل ٍ بالسمك لبيعه. |
İkinci randevuya kadar tekne olmaz dememiş miydim? | Open Subtitles | ألم أقل أنهُ لن يوجدَ أي قاربٍ حتى الموعد الثاني؟ |
- Sahile vardığımızda bir tür tekneye falan geçmemiz gerekecek. | Open Subtitles | -عندما نصل إلى الساحل ، علينا أن ننتقل إلى قاربٍ ما. |
33. rıhtımda, ilk tekneyle? | Open Subtitles | هلّا نذهب إلى الرصيف 33، ونستقلّ أوّل قاربٍ مغادر إلى هناك؟ |
Aylar sonra, denizin ortasında bir sandalda bulundunuz ve nerede olduğunuz ya da oraya nasıl geldiğiniz sorularına hiçbir şey hatırlamadığınızı iddia ederek cevap vermediniz. | Open Subtitles | بعد أشهر، تمّ العثور عليك في قاربٍ في عرض البحر، و ما زلت تدّعي أنك لا تتذكر أين كنتَ أو كيف وصلتَ إلى هناك. |
Yani bir gemide veya çölde bile olsan... | Open Subtitles | .. لذا، إن كنتَ على قاربٍ .. أو في الصحراء |
Mali durumunu düzeltmeyi başardı ve ufak çaplı bir tekne yapımı işine başladı. | Open Subtitles | ترتيب أوضاعه المالية و بدأ بمشروع بناء قاربٍ صغير |
# Hiçbir tekne seni almaz. | Open Subtitles | ما من قاربٍ سيعبر بكَ على الدوامِ. |
Yol yok. tekne kullanmış olmalı. | Open Subtitles | لا يوجد طريق، فربما إستخدم قاربٍ. |
"Hızla yol alıyorlardı." "Göz ucuyla, mavi renkli eski püskü bir tekne gördü." | Open Subtitles | كانوا يقودون بسرعة, وقع طرف عينه" "على قاربٍ عتيق أزرق اللون |
Küçük bir tekne yapabiliriz. | Open Subtitles | -بوسعنا بناء قاربٍ صغير . |
O bir tekne kazasında öldü. | Open Subtitles | -لقد ماتَ في حادثةِ قاربٍ . |
O zaman döndüğünde bir tekneye atlayıp balık tutmaya gitmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أخذ قاربٍ والذهاب في رحلة للصيد |
- Daha büyük bir tekneye ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | سنحتاجُ الى قاربٍ اكبر. |
33. rıhtımda, ilk tekneyle? | Open Subtitles | هلّا نذهب إلى الرصيف 33، ونستقلّ أوّل قاربٍ مغادر إلى هناك؟ |
Küba'dan tekneyle gelmiş bir grup vebalı faresiniz o kadar. | Open Subtitles | أرجوك انتم مجرد حفنة من الجرذان المصابة (بالطاعون أتت على قاربٍ من (كوبا |
Delaware sahilinin 80 mil açığında Henry Jenkins'e ait bir sandalda bulundu. | Open Subtitles | عُثر عليه تائها في البحر على بعد ثمانين (ميلاً قُبالة ساحل ولاية (ديلاوير (في قاربٍ يملكه (هنري جينكينز. |
Tüm silahlar başka bir gemide çoktan Filipinlere satılmıştı. | Open Subtitles | "فلقد تمّ نقل الأسلحة إلى قاربٍ آخر ونُقِلَ إلى (الفلبين)". |