| Bana söylerken çok üzgündü ama bunu seni korumak için yaptı. | Open Subtitles | لقد شعرت بشعـور سيئ عنـدمـا أخبرتنـي بذلك لكنّها قامت بذلك لحمايتك. |
| Hiçbir gerçek sebebi, hiçbir psikolojik motivasyonu olmaksızın yaptı bunu. | Open Subtitles | هذه هي المشكلة هي فقط قامت بذلك من دون سببٍ وجيه و من دون دوافع نفسية |
| bunu sabahları yapıyormuş. Öğleden sonra evdeymiş. İnanılmaz. | Open Subtitles | كيف أوصلت الأولاد للمدرسة لقد قامت بذلك في الصباح |
| Başka bir şey düşünmem gerekecek. Belli ki kültür, seçimini yapmış. | Open Subtitles | أظنني سأقوم بترتيبات أخرى فعلى ما يبدو أن الثقافة قامت بذلك |
| Başka bir şey düşünmem gerekecek. Belli ki kültür, seçimini yapmış. | Open Subtitles | أظنني سأقوم بترتيبات أخرى فعلى ما يبدو أن الثقافة قامت بذلك |
| O gece daha sonra beni banyonun içine kadar takip etti... ve sonra onu yapar. | Open Subtitles | وفي تلك الليلة... هي لحقت بي للحمام ثم قامت بذلك. |
| Kız bunu daha önce de yapmıştı. Ödemelerin sebebi bu olabilir. | Open Subtitles | لقد قامت بذلك من قبل، و ذلك يفسر الدفعات المالية. |
| Eğer milyarlarca yıl önce Mars'ta yaşamın bir kökeni olsaydı, muhtemelen dünya bunu bir çok kez yapardı. | Open Subtitles | أنت تعلم لو كان هناك أصل للحياة في المريخ منذ بلايين السنين لربما قامت بذلك في الارض عدة مرات |
| Demek ki ne kadar büyük bir acı içindeymiş ki bunu yapmış. | Open Subtitles | ولكن فكري كم كانت كانت تتألم حتى قامت بذلك |
| Eğer bunu daha erken yaparsa, önümüzdeki yıllık kotasına dâhil edemeyecek. | Open Subtitles | إذاَ قامت بذلك قبل الوقت فلن يمكنها اعتبارها من حصّة السّنة المقبلة |
| Kötü kız kardeşim küçük bir büyüyle bunu yaptı. | Open Subtitles | أختي الشريرة قامت بذلك بواحدة من تعاذويها المضحكة |
| Bir kız bunu bana yaparsa ona da yüzüğü takarım. | Open Subtitles | لو ان فتاة قامت بذلك لي سوف اشتري لها خاتما كذلك |
| Belki de bunu yaparak onun için ne kadar değerli olduğumu göstermeye çalışıyordu. | Open Subtitles | لذا قامت بذلك ربما كانت تحاول اظهار كم اعني لها |
| Başka bir şey düşünmem gerekecek. Belli ki kültür, seçimini yapmış. | Open Subtitles | أظنني سأقوم بترتيبات أخرى فعلى ما يبدو أن الثقافة قامت بذلك |
| Şimdiye dek üç dört defa yapmış. - Vay be. - Evet. | Open Subtitles | قامت بذلك 3 أو 4 مرّات نعم ، الأمر جنونيّ |
| Benim için en hayırlısı olduğunu düşünmüş. Onun için öyle yapmış. | Open Subtitles | ظنّتْ أنّ هذا في مصلحتي آنذاك و لهذا قامت بذلك |
| Dediklerine göre evde amirin yatağında yapmış. | Open Subtitles | أجل، لقد قامت بذلك في منزلها في فراشِ القائد، كما يقولون |
| Birşey onu yeniden insan yapmış ve eğer ölürse bunun ne olduğunu, ya da nasıl becerdiğini asla öğrenemem. | Open Subtitles | ثمةٍ شيء حوّلها لبشر, ولو ماتت, لن أعرف أبداً ما هو... أو كيف قامت بذلك |
| Ve sonra onu yapar. Bu lanet olası şeyi yapar. | Open Subtitles | وبعدها قامت بذلك قامت بذلك الشئ اللعين |
| Hayal mi görüyorum?" Ve sonra onu yapar. | Open Subtitles | هل أنا أهلوس؟" وبعد ذلك قامت بذلك |