Geliştirme amacı öncelikle düşmanın haberleşmesini yok etmek... düşman önce davranmadan. | Open Subtitles | الفكرة تستخدم لقطع جميع أتصالات العدو قبل أن يتمكنوا من الأنتقام |
Ona ilk önce hormon enjekte etmeliler ki... sonra toplayabilsinler. | Open Subtitles | سيكون عليهم حقنها بالهرمونات قبل أن يتمكنوا من أخذ بويضاتها |
Kasırgadan etkilenmiş evler, mülkleri için yardım kabul etmeden önce sigorta memurunun ziyeret etmesini beklemek zorundalar. | TED | حيث ان الأسر المتضررة عليها أن تنتظر زيارة مسؤول التأمين قبل أن يتمكنوا من بدء قبول المساعدة على ممتلكاتهم الخاصة. |
10 yıl önce, Norveç'te buzlu bir şelaleye kısılıp kalan bir kayakçı vardı. Bu kadın kurtarılmadan önce orada iki saat boyunca kaldı. | TED | منذ ١٠ سنوات كان هناك متزلجة على الجليد في النرويج حصرت في شلال ثلجي وبقيت هناك لمدة ساعتين قبل أن يتمكنوا من استخراجها. |
Öldürülmeden önce onlardan birkaçını mıhlayabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تقتل الكثيرين منهم قبل أن يتمكنوا منك |
Eğer onları yok edip, astral evrene gönderirsek tekrar yenilenmeden önce, sonsuza kadar orada hapsolurlar. | Open Subtitles | إذا قضينا عليهم وأرسلناهم إلى المستوى النجمي قبل أن يتمكنوا من تجديد أنفسهم سيبقون محاصرين هناك إلى الأبد |
Ama sizi bulmadan önce bana telefon ettin. | Open Subtitles | لكن قبل أن يتمكنوا من إيجادكم إتصلت أنت بي.. |
Gamilas'lar yeni bir saldırı için dönmeden önce, güneş sisteminden çıkmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد مغادرة النظام الشمسي قبل أن يتمكنوا من مهاجمتنا مجدداً |
Ne yapacaklarına karar veremeden önce ayrıldım. | Open Subtitles | فقد رحلت قبل أن يتمكنوا من معرفة ماذا يفعلون لي |
Çünkü onlar ellerindeki kopyaları göndermeden önce alıcılara senin kopyalarını göndermeyi planlıyorum. | Open Subtitles | لأني أنوي أن أرسل نسخة كتبك العشرة للمشترين قبل أن يتمكنوا هم من إرسال نسخهم |
fakat bundan önce rahiplerden biri kaçmayı başardı. | Open Subtitles | قبل أن يتمكنوا من إيقافه. لكن أحد القساوسة هرب. |
Seksten önce niye onca biraya ihtiyaç duyuyorlar sanıyorsunuz? | Open Subtitles | لما تعتقدين بأنهم يحتاجون كل تلك البيرة قبل أن يتمكنوا من المعاشرة؟ |
Kurbanlarını onu öldürmek isteyen peygamber develeri olarak görüyor yani onlar ona ulaşmadan önce o onlara tecâvüz ediyor onları yamyamlığa zorluyor, dolayısıyla durumu kendi lehine çeviriyor. | Open Subtitles | أنه يرى الضحايا على أنهم حشرة فرس النبي و يريدون تدميره لذا قبل أن يتمكنوا منه يقوم بإغتصابهن |
NATO merkezine ulaşmadan önce 3 güvenlik duvarını aşmaları gerekiyor. | Open Subtitles | يجب ان يخترقوا جدران نارية قبل أن يتمكنوا من الوصول إلى محور الناتو. |
Herhangi bir karar vermeden önce mümkün olduğunca fazla dokunun kurtulmasına izin vermek zorundalar. | Open Subtitles | عليهم السماح بشفاء أكبر قدر ممكن من الأنسجة قبل أن يتمكنوا من اتخاذ أية قرارات |
Hayat sigortası şirketi poliçemi yenilemeden önce sağlık muayenesi yapmak istemiş. | Open Subtitles | الشركة التأمين على الحياة بحاجة الى فحص جسدي قبل أن يتمكنوا من إعادة بوليصة، |
Orada kalanlara ulasamadan önce postalarimizi atiyorlar. | Open Subtitles | أظن إنه يتعلق بالموظفين، إنهم يرمون البريد قبل أن يتمكنوا من الوصول إلى المقيمين. |
Orada kalanlara ulaşamadan önce postalarımızı atıyorlar. | Open Subtitles | أظن إنه يتعلق بالموظفين، إنهم يرمون البريد قبل أن يتمكنوا من الوصول إلى المقيمين. |
Arkadaşım öyle feci dövülmüş ki hapse götürebilmek için önce hastaneye götürmek zorunda kalmışlar. | Open Subtitles | تم ضرب صديقي بطريقة سيئة للغاية كان عليهم أن يضعوه في المستشفى قبل أن يتمكنوا من إرساله إلى السجن |
Bu onları Dreyfus'un yalnızca suçlu olduğuna değil, delilleri onlar bulmadan önce sakladığı için sinsi olduğuna da ikna etmişti. | TED | لكن هذا أقنعهم أكثر أن درايفوس لم يكن مذنبًا فقط، لكن محتالاً أيضًا، لأنه من الواضح قام بإخفاء جميع الأدلة قبل أن يتمكنوا من الوصول إليها. |