Onu bağrıma basmak istedim ama kıpırdama izni yoktu, bu yüzden sadece yeni doğmuş bebeği öptüğümüz gibi onu öptüm, narinliğine zarar vermekten korkarak. | TED | أردت أن أضمّه بين ذراعي، ولكنني لم أستطع تحريكه، ولذلك فقد قبّلته كما تُقبّل طفلاً مولوداً حديثاً، مذعوراً من رِقّته. |
Yani onu öptüm ve o herhangi bir şeyin aranıza girmeyeceğinden emin olmak istedi. | Open Subtitles | لقد قبّلته ، وأراد التأكد من أنه لا شىء يحول بينه وبينكِ |
Bana öyle bakma. Onu sadece bir defa öptüm, onda da cesaret mi gerçek mi oynuyorduk. | Open Subtitles | لا تنظر لي هكذا، لقد قبّلته مرّةً واحدة فقط و حدث ذلك في تحدٍّ |
Onu öptüğümde, dilimle dişlerinin yuvarlağını hissettim | Open Subtitles | عندما قبّلته , شعرت بنتوءات أسنانهِ الصغيرة بلساني. |
- Onu öptün ya. | Open Subtitles | لأنك قبّلته |
Muhtemelen öptüğüm son erkeksin. | Open Subtitles | أنت على الأرجح آخر شاب قبّلته. |
Onu öpmüştün, Kitty, bu olmasaydı bile, ona karşı | Open Subtitles | لقد قبّلته كيتي و حتى إذا لم تفعلي |
Mike'ı öptüm ve tadı Lip Smakers gibiydi. | Open Subtitles | لقد قبّلته وقد كان له طعم كأحمر شفاة ملون |
Az önce onu birazcık öptüm. Silah zoruyla yaptırdı. | Open Subtitles | لقد قبّلته قليلاً كنّا تحت تهديد السلاح |
Onu öptüm ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum. | Open Subtitles | قبّلته وأكره نفسي على فعل ذلك. |
Boynumdan öptü. Ben de onu öptüm. | Open Subtitles | لقد قبّل عنقي, و انا قبّلته. |
-Evet, öptüm. | Open Subtitles | أجل، قبّلته |
Ben onu öptüm. | Open Subtitles | ها أنا قبّلته. |
Onu öptüğümde. | Open Subtitles | حين قبّلته. |
Onu öptüğümde | Open Subtitles | ، عندما قبّلته |
Sonra da öptün. | Open Subtitles | وثم قبّلته. |
Eğer ölmeden önce öptüğüm son kişi sen olsaydın ne pis bir şey olurdu. | Open Subtitles | كدت تكون آخر شخص حقير قبّلته -قبل مصرعي |
— Eve dönerken onu öpmüştün. | Open Subtitles | -لقد قبّلته عند قدومه لحفلنا في المنزل |