"قدره" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kaderi
• kaderini
• kaderinden
• kaderiyle
• yetenek
• kaderine
• gücüm
• dolarlık
• kaderinde
• kaderimizi

Onun kaderi ve bacaklarını kaybetmesinin etkileri artık onun günlük yaşadığı gerçekler.
قدره وتداعيات فقدانه لساقيه هي الآن واقعه اليومي.

Leo, zorlayamayız. Bu onun kaderi bile olsa.
ليو، لا يمكنك جعله، المختار حتى لو كان هذا قدره

kaderini gerçekleştirmeyi aklına koymuş. Ve bunu kılıç olmadan yapamaz.
قلبه مصمّم على تحقيق قدره ولا يستطيع ذلك دون السيف

Sürdüreceği davranış biçimi budur O halde o sadece kendi kaderini değil Ailenin kaderini de değiştirmeye Çalışıyor
اذن فهو يرغب في تغيير قدر العائله و ليس قدره فقط

Her ölümlü yalnızca kendi kaderinden sorumludur.
لا ، كل بشري مسؤول عن قدره الخاص

Çok geçmeden dostum Roku'nun Ateş Ulusu'ndan ayrılıp kaderiyle avatar olarak yüzleşmeye başlaması gerektiği gün geldi.
و قريباً أتى الوقت الذي كان فيه على صديقي روكو أن يغادر أمة النار و يواجه قدره كأفاتار

Ama sonra insanlara yardım etmenin onun kaderi olduğunu anladı.
لكن بعدها أدركت بأن قدره هو مساعدة الناس

Kalbim toz ve kumla dolu, ama bilmen gerekir ki, onun kaderi Dünya'ya yıkımı getirmek.
إن قلبي مليء بالتراب والرمال ولكنكِ يجب أن تعرف أنه قدره أن يجلب الدمار للأرض

Sujamal birbaşına kaldı çünkü kaderi onu Amer'den koparacaktı.
ولذلك نزع سولجهمال عن الحكم وبقي وحيدا وكان قدره الابتعاد عن حكم آمير شيئاً فشيئاً

Hemen oracıkta anladı ki, onun kaderi bu kutsal yaratığı korumak ve kollamaktı.
لقد عرف حينها ان هذا قدره مراقبة وحماية هذا المخلوق المرعب

Söz konusu bile olamaz! Bir kralın görevi, kaderi ile yüzleşmektir.
انه من واجب الملك ان يواجه قدره

İnsan kaderini değiştirebilir. Ömrümü bir hiç olarak geçirmeyeceğim.
الرجل يمكنه تغيير قدره ولن أمضى بقية حياتى كنكرة

kaderini, bir çay yaprağının Doğu Hindistan Şirketi tarihini bilmesi kadar bile bilmeyen birisi.
و لا أحد يعرف قدره أكثر من ورقة شاى تعرف تاريخ شركة الهند الشرقية

Karanlık olan, bir ölümlü gibi yaşayarak kaderini gerçekleştirmenin yolunu arıyordu.
أراد الشرير مراوغة قدره: وأن يعيش كإنسان فاني.

Hiçbir delikanlı, ne kadar harika olursa olsun kaderini bilemez.
لا شاب, مهما كان عظيماً, يستطيع معرفة قدره.

Onların aşık olması kaderini değiştirecekti sonsuza dek.
وأن الوقوع في الغرام سيغير من قدره ..للأبد

Ve Vadim kaderinden kaçtı, ben de kendiminkini mühürledim.
فاديم هرب من قدره لكنني سأنقذ قدري

Hayatı boyunca kaderiyle savaşan birine soruyorsun bunu.
أنت تسأل شخصاً يحارب قدره طوال حياته

Demek istediğim, ne zaman yeni bir yetenek basına sızsa iyi, kötü, ya da herneyse...
أقصد عندما تتسرب قدره جديده الى الصحف سواء كانت النتائج ممتازه أو سيئه أو مهما يكن

Mevsimler geçerken Gisani, kaderine boyun eğip sürüyü takip ederek kendi köyünden uzakta zaman geçiriyordu.
كما المواسم السابقة جيساني تابع قدره الحقيقي قضى عده ايام بعيد عن قريته

İstediğinizi düşünebilirsiniz ama benim de bir süper gücüm var, sadece ne olduğunu öğrenmem lazım.
لا أظن هذا يمكنكم التفكير بما اردتم لكنى املك قدره خاصه

Meme kanseri için üç gün kampanyasını başlangıç yatırımı olarak 350.000 dolarlık risk sermayesi ile başlattık.
اطلقنا حملة ثلاثة ايام لسرطان الثدي بإستثمار مبدئي قدره 350 الف دولار كرأسمال

Piskopos olmak belki bir gün Papa olmak, onun kaderinde var.
إنه قدره ليصبح أسقف ربما يكون البابا يوماً ما

Hiçbirimiz kaderimizi seçemeyiz, Merlin.
لا أحد منا يستطيع إختيار قدره, يا ْ مرلين ْ.