| Alabileceğim hisse senetleri ile ilgili vermem gereken kararlar var. | Open Subtitles | اسمعي، هناك قرارت عليّ اتخاذها بشأن أفعال قد أقوم بها |
| Dünyanın alması gereken kararlar bunlar olmalı. | TED | يمكن أن تكون هذه قرارت يتردد صداها حول العالم. |
| Bunu kendisi istemedi ama sonunda bazı akıllıca kararlar aldı. | Open Subtitles | لم يرغب بها، لكنه في النهاية أتخذ قرارت حكيمة |
| Görünüşe göre bazı güç kararlar vermen gerekmiş ancak doğru kararlar vermişsin. | Open Subtitles | يبدو أنكِ اضطررت إلى اتخاذ قرارت صعبة ولكنكِ اتخذت القرارات السليمة |
| İkimiz de görevlerimizi tamamlamak için gerekli kararları verdik. | Open Subtitles | كلاينا أضطروا إلى إتخاذ قرارت لإكمال المهمة |
| Kötü kararlar verip atı haddinden fazla koşturabilirmişsiniz. | Open Subtitles | تتخذ قرارت خاطئة لتضع الحصان في مسار لا يستطيع عليه |
| Başka bir çocuğun hayatını kurtarabilmek için zor kararlar vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول جاهدةً اتخاذ قرارت من شأنها إنقاذ الفتاة الأخرى |
| Birlikte üniversiteye gitmiştik, ...hafta sonları trene atlayıp şehre iner ve kötü kararlar verirdik. | Open Subtitles | ذهبنا إلى الجامعة معا وكنا نأخذ القطار إلى المدينة في نهاية الأسبوع ونتخذ قرارت خاطئة |
| 15 yaşındayım... Çok yanlış kararlar verebiliriz. | Open Subtitles | أنا في الخامسة عشر حيث نتخذ قرارت سيئة للغاية |
| Ama konuştuğumuz sürece bilmen gerek ki sahada objektif kararlar alma yeteneğinle ilgili ciddi şüphelerim var. | Open Subtitles | ولكن لطالما نتحدث يجب أن تعلمى أنا مخاوف جدية عن قدراتك لإتخاذ قرارت موضوعية فى الميدان |
| Hala yapmadın, fakat işler istediğin gibi gitmediğinde kötü kararlar alma alışkanlığın var. | Open Subtitles | لأنّك لم تقم بذلك بعد وتاريخك أسود في اتخاذ قرارت سيئة حينما لا تسير الأمور كما تحبّ |
| Acımasız ve zor kararlar aldık ama en iyisinin bu olduğunu düşündük. | Open Subtitles | قرارت وحشيه وصعبه تلك التي نتخذها ولكننا سنفعل ما بوسعنا |
| Ama bundan böyle sadece doğru kararlar istiyorum. | Open Subtitles | ولكن من الآن فصاعدا أريدك أن تتخذي قرارت جيدة فقط |
| Tehlikeli kararlar vermenize engel olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تبقيك آمنًا من اتخاذ أيّ قرارت خطيرة. |
| Zor kararlar vermek gerekebilir, ve görevi yerine getiremeyebileceğini Başkan'ın kendisi de kabul ediyor. | Open Subtitles | ...قرارت صعبة لابد أن تتخذ، والرئيس يعترف أنه ربما لا يمكنه القيام بهذا الأمر |
| Yani hepiniz çok kötü kararlar vermişsiniz. | Open Subtitles | أعني كلكم أتخذتم قرارت سيئه جدا |
| Biliyorum, biliyorum. Uçkurum yüzünden yanlış kararlar verebiliyorum. | Open Subtitles | أعلم، أعلم، قضيبي يتخذ قرارت سيّئة |
| Yanlış kararlar aldığımı düşündüğünü biliyorum, tamam hayatım boyunca... | Open Subtitles | ...أعلمُ بأنّكِ تظنّين بأنّي أصدر قرارت سيّئة، حسناً |
| Eski "Dedikoducu Kız" iletilerime bakıyorum, ne zaman kötü romantik kararlar vermeye başlamışım diye. | Open Subtitles | أنا أتصفح الفضائح القديمه "لفتاة النميمه" , محاوله أن أعرف متى بدأت باتخاذ قرارت عاطفيه بهذا السوء. |
| Ne var biliyor musun, fark etmez çünkü benim yerime kararları sen veremezsin. | Open Subtitles | هل تعلم ماذا لا يهم الأمر لأنك لن تتخذ قرارت من أجلي |
| Büyümek doğru kararları vermek hakkında değildir. | Open Subtitles | النضوج ليس مجرد اتخاذ قرارت صحيحه |