Roma'da bütün bu işi iptal etmeye karar vermişler çünkü gerekli değilmiş. | Open Subtitles | حسنا , في روما قرروا تعليق الامر برمته لانه لم يكن ضروري |
Hakikaten pişman olduğunu anlamışlar ve onu özgür bırakmaya karar vermişler. | Open Subtitles | أنه صادق ، و أنه ندم بالفعل و قرروا إطلاق سراحه |
Low Shoulder grubunun üyeleri cemiyetimize yardım eli uzatma kararı aldı. | Open Subtitles | أعضاء فريق الروك أن رول لوشولدر قرروا تمديد يد العون لجاليتنا |
Hepsi uykuya daldığında sana haber vereceğim, ...tabii gerçekten uyumaya karar verirlerse. | Open Subtitles | سأخبرك عندما ينامون، هذا إذا قرروا أن يناموا. |
Bak, Warblerların itibarı, kazanmak için hile yapmaya karar verdikleri an bitmişti. | Open Subtitles | أنظر، سمعة الواربلرز قد دمرت مند اللحظة التي قرروا فيها الغش للفوز. |
Babamdan telgraf aldım. Yönetim Kurulu şirket evliliğine karar vermiş. | Open Subtitles | وصلتني رسالة من أبي تواً مجلس الإدارة قرروا أني سأتولى هذا العمل |
Ve sonra sadece yaptığınız bir konuşma olması yerine, gerçekten bir şeyler başlatmaya karar verin. | TED | ومن ثم عوضًا عن أن يكون مجرد حوار قمتم به في الحقيقة قرروا أن تبدأوا بشيء ما. |
Bundan daha iyisinin yapılabileceğine karar verdiler ve Hindistan'a gidip Kerala eyaletindeki benzer sistemi incelediler ve bunu Etiyopya'ya uyarladılar. | TED | وقد قرروا أن هذا ليس بكافٍ، وذهبوا وقاموا بدراسة ولاية كيرالا الهندية التي لديها نظام مثل هذا، وقاموا بتبنيه لأثيوبيا. |
Görünüşe göre erkekler, kadınları gözlerden uzak tutmaya karar vermişler. | Open Subtitles | يبدو ان الرجال قرروا الحفاظ على نساء بعيدا عن الانظار |
Her neyse klasik Şeytanın Gelini ayinini yapmaya karar vermişler. | Open Subtitles | .. علي أي حال لقد قرروا القيام بطقوس زواج شيطانية |
Bunun sebeplerinden biri ise onlar Afrika'daki girişimcileri dijital çağ seviyesine yükseltmek için yatırım yapmaya karar vermişler. | TED | وأحد أسباب ذلك أنهم قرروا الاستثمار بشكل نشط في رجال الأعمال الأفارقة، للنمو في العصر الرقمي. |
Bu yıl, bu süreyi artırmakla beraber gemilerden yavaşlamalarını istedikleri bölgeyi genişletme kararı aldılar. | TED | هذه السنة، قرروا تمديد طول الوقت ونطاق المنطقة التي سيطالبون فيها السفن أن تُبحر بسرعة أقل. |
Bazen arkadaşın bile değildirler. kararı onlar verirler. | Open Subtitles | وأحياناً لا يكونون أصدقائك، وإنما هم الذين قرروا ذلك |
Şimdi o kadar açığım ki, TV'deyim ve şimdi bu film ve herşey, beni yakalamaya karar verirlerse ne olacak? | Open Subtitles | أنا حاليا منفتح جداً و أظهر بالتلفاز وفى هذا الفيلم و فى كل شيئ ماذا لو قرروا إلقاء القبض عليّ الأن؟ |
İllagrenan'ın yolundan gitmeye karar verirlerse, bu şey onların bileceği bir iş. | Open Subtitles | "إذا قرروا أتباع طريق"الإاك رينين هذا القرار ينبغي أن يكون راجع لهم |
Yapmaya karar verdikleri şey, mümkün olduğunca çok yataklı uzmanlaşmış tedavi merkezleri inşa ederek ilk önce hastalığın yayılmasını yavaşlatmak ve böylece hastalığın başkalarına bulaşmasını önlemekti. | TED | ما قرروا فعله هو أولًا محاولة إبطاء هذا الوياء بتركيب أكبر عدد ممكن من الأسرّة في مراكز المعالجة المتخصصة بحيث يمنعون المرض من الإنتشار من المصابين. |
Bana bir sorunla gelen çoğu kişi ne yapacaklarına aslında çoktan karar vermiş oluyorlar. | Open Subtitles | مُعظَم الأشخاص الذينَ يأتونني بمُشكلَة يكونوا قد قرروا مُسبقاً كيفَ سيتصرفون |
Birazdan hepimiz nöbet geçireceğiz. Bu da muhafızları getirecek. Çabuk karar verin. | Open Subtitles | سيقبض علينا قريباً, سيأتي بالحرس قرروا إنهاء هذه المسألة بسرعه |
Ama bilen bazı kişiler... bulabilecekleri başka neler var ona bakmaya karar verdiler. | Open Subtitles | ولكن البعض ممن كانوا على علم به قرروا البحث عما يمكن ان يجدوا |
-Işıklar şehri. 48 Saatlik izin kağıdı. Biraz medeniyet görmen gerektiğine karar verildi. | Open Subtitles | هذا تصريح ب 48 ساعه فهم قرروا انك تحتاج للقليل من المدنية |
Sanırım kendi kafalarında eşitliğin çok karmaşık bir şey olduğunu ve hayvanların buna sahip olamayacaklarına karar vermişlerdi. | TED | لأنهم قرروا في أنفسهم، على ما أعتقد، أن العدالة قضية معقدة وأن الحيوانات لا يمكنها التوفر عليها. |
Odadaki herkes, nasıl olduysa başkasının evet dediğine karar verdi. | TED | كل من كانوا بالغرفة قرروا أن أحدًا غيري قال نعم. |
Ebeveynlerim ben doğmadan evvel İngiltere doğumlu olacağım kararını verdiler. | TED | وكان أهلي، قبل ولادتي، قد قرروا: أن أكون بريطانية المولد. |
Yeni sahipleri yapılana kadar beklemek istediler o yüzden biz de şimdilik kalıyoruz. | Open Subtitles | نعم الملاك الجدد قرروا الانتظار قليلا حتى يبنون لذلك نقدر ان نبقى الان |
"Gelen ek kazançla, fabrikanın modernize edilmesine karar verilmiş..." | Open Subtitles | وبالمال الزائد قرروا تطوير المصنع |
bizi orada bırakacaklardı, diyor. Onları silahlarıyla tehdit etmek zorunda kalmışlar. | Open Subtitles | قرروا التخلي عنا فاضطررنا ان نهددهم بالسلاح للمواصلة |
Kadimler deneylerin çok ileri gittiğine, hiçbir zaman onların yaratmak istediği silah olamayacağımıza karar verdiklerinde... sonlandırmaya karar verdiler. | Open Subtitles | وعندما اكتشف القدماء ذلك كانت التجربة مضت بعيدا نحن لم نصبح السلاح الذي رغبوا في بناءة قرروا وضع نهاية لها |