Bak, biri sinema için bedava patlamış mısır kuponu bırakmış. | Open Subtitles | إنظري، لقد ترك أحدهم قسيمة لتناول الفشار في السينما مجاناً. |
16 dolar vereceksiniz. Diğer arkadaşınız için bu kuponu alın. | Open Subtitles | انها 16 دولار كاملة , وهناك قسيمة لصديقك |
Gazeteye kupon vermişler, bir de utanmadan işte geri kalınca şaşırıyorlar. | Open Subtitles | وضعوا قسيمة تخفيض في الصحيفة ويعرضون جائزة عندما نتأخر على المرضى! |
Bak! Arkasında bir kupon var. İlk ders ücretsizmiş. | Open Subtitles | انظروا ، هناك قسيمة بالخلف أول درس مجاني |
On sekize onluk iki cüzdan boyutu için 9.99 dolarlık bir kuponum var... ve istediğim de bu. | Open Subtitles | لدي قسيمة حسم حتى 80 بالمئة ومحفظتين دولار 9.99 هذا ما أريده |
Müzik merkezinden, 1000$'lık bir hediye çeki. Müziği seviyordu. | Open Subtitles | قسيمة تخوله الشراء بمَ قيمته ألف دولار من متجر للموسيقى، فهو يحب الموسيقى |
Şuna baksana. Bir kiralık kasa fişi bırakmış. | Open Subtitles | يجب أن تلقى نظرة على هذا لقد تركت قسيمة إيداع |
Gelen yazılar için makbuz gerekir. Giden yazılara makbuz kesilir. | Open Subtitles | المقالات الواردة تحصل على قسيمة المقالات الصادرة توفر قسيمة |
Arkasında, bir krepli kahvaltının yanında bedava krepli kahvaltı kuponu var. | Open Subtitles | في الخلف قسيمة فطور فطائر محلاة مجانية تخوّلك شراء فطيرة محلاة أخرى يستميلونك بهذا الأسلوب |
Bak, makas kullanıp kesmen gereken bir makas kuponu! Teşekkürler, zeki şeyler! | Open Subtitles | أنظر ، هنا قسيمة للمقصات ويجب عليك أن تقصه ، شكراً أيها العباقرة |
Bir tane daha, süresi geçmiş dört kişilik yemek kuponu. | Open Subtitles | قسيمة أخرى منتهية الصلاحيّة لغداءٍ لأربعة أشخاص. |
Her yıl, istediği zaman kullanabileceği seks kuponu veriyorum. | Open Subtitles | كل عام، أعطيه قسيمة الجنس التي يستطيع صرفها في أي وقت يشاء |
Ama elimde ilk iki ders bedava üçüncüsü yarı fiyatına kuponu var, param yeter herhalde. | Open Subtitles | لكن لدي قسيمة في مكاني لدرسين مجانيين وثلث الدرس لذا يمكنني تحمل ذلك |
Truva atın iki al bir öde sandviç kuponu mu? | Open Subtitles | حصان طروادة تبعك هو قسيمة لشيطرتين بسعر شطيرة واحدة. |
Aynı zamanda babamın böcek ilaçlaması için kupon kazandığı zamana tekabül ediyor. | Open Subtitles | وفي الفترة نفسها، حصل أبي على قسيمة قيّمة لتعقيم البيت بالتدخين |
Ucuz kağıt havlu bu iyi bir kupon. | Open Subtitles | .. خصم 50 سنت من أوراق المرحاض هذه قسيمة خصم رائعة |
Burada, sıradan erkekler 1930'larda izine çıkmış askerler gibi giyinip çekici ve şehvetli kadınlardan birisi ile dans etmek için bir kupon alırlar. | Open Subtitles | هنا، يمكنك أن ترتدي مثل الجنود في إجازة من الثلاثينات ويقدّم قسيمة لتقضي أمسية مع إحدى هؤلاء النساء |
Pekâlâ, kuponum var, 63.50$'nin yarısı, ve bahşişin de yarısı... | Open Subtitles | حسنا , لدي قسيمة , إذن خصم نصف من 63.00 ونصف على الاكرامية |
Bedava iç çamaşırı için kuponum da var. | Open Subtitles | لدي أيضاً قسيمة شراء لبعض السروايل الداخلية المجانية |
Sonra bana bir spaya $50'lık hediye çeki verdiler. | Open Subtitles | وبعدها أعطوني قسيمة شراء تساوي 50 دولارا |
Kadınlar, sana baktıklarında tek gördükleri yemek fişi. | Open Subtitles | النساء ,يتطلعون إليك , كل ما يرونه هو قسيمة وجبة |
Mektup boyu ise yeşil makbuz! | Open Subtitles | بحجم رسالة - قسيمة خضراء! |
Üzerinde yer belirten bir dükkan faturası... ya da bir park bileti koçanına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ما نحتاج إلية هو قسيمة دفع لمتجر ما أو تذكرة ركن كراج أي شئ يشتمل علي بيانات مكان |
Çanta yeni, üstünde hala etiketi var. | Open Subtitles | محفظة جديدة، ما تزال قسيمة السعر فيها |
Bir kuponda bir öğleden sonra isteklerinle beraber balığa gitmek var. | Open Subtitles | صادف أن معي قسيمة لأمسية من لعبة الصياد مع صديقك المخلص |
Şimdi para çekme talebini aldın. Bu da kimliğim. | Open Subtitles | باتت لديكِ قسيمة السحب وها هي هويتي |
O pizza kuponuna bantlanmış bir yarım dolar. | Open Subtitles | هذا نصف دولار ملصق عليه قسيمة بيتزا |