Ama çamaşır makinesini kullanmayı öğreteceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لكنّكِ قلتِ بأنّكِ ستدعيني أستخدّم الغسّالة. |
Bu sabah bir kahvaltı toplantısında olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنّكِ ستحضرين إجتماع على الفطور هذا الصباح |
Pazartesi günü gideceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنّكِ ستغادرين يوم الإثنين. |
Bu gece geleceğini söylemiştin. | Open Subtitles | . لقد قلتِ بأنّكِ ستأتين في الليل |
Ben senden böyle bir şey istemedim. Sen istediğini söyledin. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منكِ ذلك، أنتِ قلتِ بأنّكِ تريدين ذلك |
Onları tanıdığını söylemiştin. | Open Subtitles | لمَ لّا؟ قلتِ بأنّكِ تعرفينهم. |
Makineyi özgür kılmak istediğini söylemiştin. Ben çoktan yaptım bunu. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنّكِ أردتِ تحرير الآلة. |
Onu bir daha asla görmek istemediğini söylemiştin! | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنّكِ لا تريدين رؤيته مجدّدًا |
Onları gördüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ بأنّكِ رأيتهم |
Justin'le senin beklediğinizi söylemiştin. | Open Subtitles | (لقد ظننت بأنّكِ قلتِ بأنّكِ و (جاستن تتمهلان في هذا الأمر |
Sen de New York'ta olacağını söylemiştin. | Open Subtitles | (حسنا ، وأنتِ قلتِ بأنّكِ في (نيويورك |
Çünkü sen iyi bir şeyler yapan bir adamla birlikte olmak istediğini söyledin, ve ben öyle değilim. | Open Subtitles | لأنّكِ قلتِ بأنّكِ تريدين شخصاً يحسن صنع شيءٍ في حياته، وأنا لم أكن كذلك |
* Doğru olabileceğini söyledin * * Ama ben bunun bir sevgili olduğunu anladım * | Open Subtitles | "قلتِ بأنّكِ ستكونين صادقة ولكنّي اكتشفتُ أنّه مجرّد كلام" |