Biz o küçücük şeyin senin için büyük bir sorun olabileceğinden dolayı çok endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن كنّا قلقون بأن كلّ هذا قد يكون أكثر من اللازم كبيرا عليكِ |
Hiç bir şey yapmadı, Bayan Sharpe. Sadece Vernon için endişeleniyoruz. | Open Subtitles | لم يفعل شيء سيدة شارب نحن فقط قلقون على فرنون |
Eğer ona sert davranırsak, ...dışarıdan karışıyor gibi görünmesinden dolayı endişeliyiz. | Open Subtitles | نحن قلقون أن يبدو كل هذا كتدخل خارجي لو قسونا عليه |
Onlar oyunun dışındalar. Diğer pislik için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | إنهم خارج اللعبة فهم قلقون بشأن مشاكلهم الأخرى. |
Baban çok endişeli! Hepimiz çok endişeliyiz! | Open Subtitles | أبيك قلق جداً عليك وكذلك كلنا قلقون عليك |
Bu savaşta her gün çok kişi kurban oluyor. Çok endişelendik hanımefendi. | Open Subtitles | هذه الحرب تحصد الأرواح كل يوم، لقد كنا قلقون عليكِ يا سيدتي |
Liman aracılığıyla Orta Doğu'dan ülkeye girenler hakkında endişeleniyoruz. | Open Subtitles | ونحن قلقون بشأن ما قد يأتي عبره من الشرق الأوسط |
Hepimiz araba kazaları konusunda çok endişeleniyoruz; | Open Subtitles | كلّنا قلقون جدّا ؛بخصوص حوادث الدرّاجات الناريّة |
Nasıl davranması gerektiğini unuttuğu için Martin adına çok endişeleniyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون جداً لدرجة أن مارتن نسي حسن السلوك |
İlerlemenin duraksayacağından endişeliyiz. | TED | ونحن قلقون بعض الشيء، بأن التقدم لحد اليوم قد يتأخر. |
Yeterince iyi olmadığımız için endişeliyiz. | TED | نحن قلقون جدًا نتيجة ظننا أننا لسنا جيدين كفاية |
Bazıları zehirliymiş. Su havzası için endişeleniyorlar. | Open Subtitles | من الممكن أن تكون سامة انهم قلقون فى مجلس المياه |
Her zaman yorgunlar. Sen dışarıda olduğun zaman endişeleniyorlar. | Open Subtitles | انهم متعبون دائما انهم قلقون بشأن موعد خروجك في الليل |
Üstlerimiz endişeli ve düzeni hızlandırmak istiyorlar. | Open Subtitles | رؤَساؤنا قلقون ويُريدون أن يسرِعو الجدول المحدد |
Çocuklar, endişeli olduğumuzu biliyorum fakat birlikte çalışmamız lazım. | Open Subtitles | ، رفاق، يارفاق أعلم أنّ جميعنا قلقون . لكن، يجب أن نعمل معاً |
Dinle, Danny'nin demeye çalıştığı şey bu Trent delikanlısından dolayı senin için endişelendik. | Open Subtitles | الإستماع, لما يحاول داني قوله لك نحن قلقون عليكِ وهذا الفتى المدعو ترينت |
Senin için çok endişelendik. | Open Subtitles | يا الله ، نحن قلقون جدا عنك . هل أنت موافق ؟ |
Selam çocuklar. Babanızı merak ettik. Bir haftadır işe gelmiyor. | Open Subtitles | يا أولاد، نحن قلقون حول والدكم، لم يأتي إلى العمل منذ أسبوع |
Kuzeylilerin hepsi yüzünü kuzeye çevirdi Duvar'ın ötesindeki tehditten korkuyorlar. | Open Subtitles | الشّماليون يواجهون الشّمال جميعاً، قلقون حول التهديد من وراء الجدار. |
Sanırım onlar endişeleniyor bilirsin ben yeni bir ilişkiden çıktım. | Open Subtitles | أعتقد أنهم قلقون فقط, أنت تعلم لقد إنهيت علاقة للتو |
Durumu kritik ve düşük beyin etkinliği gösterdiğinden endişelerimiz mevcut. | Open Subtitles | هو في حالة خطرة ونحن قلقون لأن نشاط دماغه منخفض |
Yani, Şimdi de bir grup bilgisayarli Hippi'den mi korkuyoruz? | Open Subtitles | اذن، نحن قلقون من حفنة من الشواذ مع كومبيوتراتهم ؟ |
Tuvaletin nasibini alacağı şeyden endişe ediyoruz. | Open Subtitles | نحن قلقون من الضرب الذي سيناله كرسي الحمام |
Başkan Cooper'ın ölümü ve tüm olanların... zamanlaması ile ilgili endişeleri var. | Open Subtitles | هم قلقون بخصوص التوقيت مع موت الرئيس كوبر و كل شيء آخر |
Astronotlar Ay'a uçarken güvenliklerinden endişelendi mi? | Open Subtitles | هل كان رواد الفضاء قلقون بشأن الأمان عندما صعدوا إلى القمر؟ |
Son sınıflar ona çiçek yolladı hepsi çok endişelendiler. | Open Subtitles | الصف الثالث أرسلوا لها ورود لأنهم قلقون. |
Onunla bağlantısı olan kişiler hayatı için endişe ediyorlar. | Open Subtitles | وكل العاملون على هذه القضيه قلقون جدا بسبب حالتها |