Benim için çok güzel jestler yaptın, ben de ödeşmek istedim. | Open Subtitles | لقد قمتَ بالعديد من الأشياء اللطيفة لي، لذا أردتُ رد الجميل |
NASA bunu senelerdir yapıyor. Sen nasıl yaptın bunu? | TED | لقد كانت ناسا تقوم بهذا لسنوات ولم تستطع، فكيف قمتَ أنت به؟ |
Ve adil olmak gerekirse, sürdürebilir enerji konusundaki çalışmalarınla aslında bu konuda bir şeyler yaptın. | TED | ولكي أكون منصفًا، لقد قمتَ بالفعل بدور جيد لفعل ذلك عن طريق عملك في مجال الطاقة المتجددة. |
Hastanın ayağının üşümesinden nefret ettiğini biliyordun çünkü onu muayene ettin. | Open Subtitles | عرفت بأن مريضتك كرهت برودة قدميها لأنك قمتَ بفحص جسدي |
Arabanın anahtarlarını içerisinde unutmak, şimdiye kadar yaptığın en iyi kariyer hamlesi oldu. | Open Subtitles | الإقفال على مفاتيحك في سيارتك هي أفضل خطوة قمتَ بها في حياتك المهنية على الإطلاق |
Onu bırakmışsın. Allah aşkına sen ne yaptığını bilmiyorsun. | Open Subtitles | تركتَه ينصرف وشأنه إنك لا تعي ما قمتَ به |
Adama tüm testleri yaptın, bir şey buldun mu? | Open Subtitles | لقد قمتَ بفحص شامل للرجل، هل عثرتَ على شيء؟ |
Sen işini yaptın. O yüzden herhalde karını öldüremem. | Open Subtitles | حسناً ، لقد قمتَ بعملك ولذلك أعتقد أنني لا يمكنني أن أقتل زوجتك |
Hatam ortaya çıktığında ilaç şirketiyle temasa geçmemem için elinden geleni yaptın. | Open Subtitles | حينَ انكشفَ خطئي قمتَ بكلِّ ما في وسعكَ كي تمنعني من مخاطبةِ الشركة |
Aptalca bir şey yaptın ya, hemen biriyle dalga geçmen lazım. | Open Subtitles | أجل، لقد قمتَ بعملٍ غبيّ بسرعة، اسخر من أحدٍ ما |
Hayır. Sen bu hatayı uzun zaman önce yaptın. | Open Subtitles | كلا، لقد قمتَ أنتَ بذلك الخطأ منذ زمن بعيد |
Bugün, cep telefonunu kullanarak o görüntüleri yakalamakla harika bir şey yaptın. | Open Subtitles | قمتَ بعملٍ جيّدٍ الليلة، بتسجيلِ ذلك المقطع على هاتفك. |
Eski görevine geri getirilmenin senin yeteneklerinle alakalı bir durum olmadığını bilmeni istiyorum. İşini çok iyi yaptın. | Open Subtitles | أريدكَ أن تعرف أنّ إعادة تعييني ليس إنعكاساً لقدراتكَ، لقد قمتَ بعمل عظيم |
Onu hipnotize ettin, değil mi? | Open Subtitles | لقد قمتَ بتنويمها مغناطيسياً , أليس كذلك ؟ |
Sonra da vücudunu muhafaza etmek için koltuk altındaki toplardamarına potasyum enjekte ettin nitrogliserini diline dökmeden hemen önce. | Open Subtitles | وبعد ذلك قمتَ بحقن البوتاسيوم في وريدها تحت الإبط لتساعد على بقاء الجثة سليمة |
Geriye sadece hatıraların yaptığın seçimler ve ilgilendiğin insanlar kalacak. | Open Subtitles | ستكون أنتَ فقط مع ذكرياتك.. الإختيارات التي قمتَ بها والنّاس الذين عاشرتهم |
Bunu yaptığın takdirde sana korkunç müteşekkir kalacağım. | Open Subtitles | سيكون كرماً كبيراً لو قمتَ بإعلامه حسناً |
Bir tane iyi sevgili seçimi yaptığını ve uzay/zaman sürekliliğinin sırrının çözülebileceği anlamına geliyor. | Open Subtitles | أنّك قمتَ أخيراً بمواعدةِ امرأةٍ مناسبة قد تتفسّخ بنية الزمان والمكان |
Eski karın ve sen madem bakacak zamanınız yoktu niye yaptınız ki onu? | Open Subtitles | لماذا قمتَ أنتَ و زوجتكَ السابقة بأنجابه أذا لم يكن لديكم الوقت للعناية به ؟ |
Küçük program dışı gezinin öncesine bakmak istiyorum çünkü bugün iyi iş çıkardın. | Open Subtitles | أنا مستعد لنسيان ما حصل بخروجِك لملاقاتها من دون أي تحفظات لأنكَ قمتَ بعملٍ رائع اليوم |
Ne? Tecavüz ettiğin kadınların mücevherlerini bana mı verdin? | Open Subtitles | هل أهديتني حلياً أخذتها من نساء قمتَ باغتصابهن ؟ |
Yani demiryolu hattına gittin. Öldürmek için yardım ettiğin adamları gömdün. | Open Subtitles | قمتَ بالذهاب بطول الخط وقمتَ بدفن الرجال الذين ساعدت على قتلهم |
Eğer seni bağlayan delinin dediklerini yaparsan bu iş daha kolay olur. | Open Subtitles | سيكون هذا أسهل بكثير إن قمتَ بفعل ما يأمرك به المجنون الذي قيدك |
Sinema okulundan sonra o kasvetli siyah-beyaz filmleri çektin. | Open Subtitles | بعد المدرسة قمتَ بصنع أولئك الأفلام البيضاء والسوداء الكئيبة |