Sana her zaman Bunu söylemek istemiştim ama hep çok utangaçtım. | Open Subtitles | إسمعي , أردت دائماً قول هذا , ولكن كنت محرجاً جداً |
Kendi annen hakkında Bunu söylemek garip geliyor ama o çok seksüeldi. | Open Subtitles | عجبًا. يبدو غريبًا قول هذا عن والدتك، ولكن لقد كانت شهوانيّة للغاية. |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu iffetini koruyanların kilisesi. | Open Subtitles | أكره قول هذا, و لكن هذا نشاط للكنيسة عن العفة |
Bunu söylemekten hiç hoşlanmıyorum ama bu sayının azalmadığı tek ülke Afrika. | TED | أكره قول هذا لكن المنطقة الوحيدة التي لم يحدث فيها هذا التراجع هنا بإفريقيا |
Bunu söylemeyi bırakın artık! Neden herkes sürekli bunu söylüyor! | Open Subtitles | توقف عن قول هذا لي لماذا يصر الجميع على قول هذا؟ |
Senin Bunu söylemeye hakkın yok. Ona imza atmasını söyleyen kimdi? | Open Subtitles | اوني ليس لذيك الحق في قول هذا من اخبره يشارك التوقيع؟ |
Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama, bu dosya çıkmazlarla dolu. | Open Subtitles | أكره قول هذا لكن هذا الملف لا يودي بنا إلى شيء |
Ama Bunu söylemek yapmaktan daha kolay, özellikle de dünyanın en küçük ekonomilerinden biriyseniz. | TED | ولكن قول هذا أسهل من فعله، خاصة عندما تكون أحد أصغر اقتصادات العالم. |
Otopsi yapmadan Bunu söylemek profesyonelce olmaz, ama özel olarak, ...bu benim kendi teşhisim. | Open Subtitles | ليس أكيداً قول هذا قبل تشريح الجثة، لكن في عيادتي الخاصة، ذلك يمكن أن يكون التشخيص. |
Bunu söylemek çok garip ama Janice'le harika bir randevu geçirdim. | Open Subtitles | من الغريب قول هذا لكني امضيت موعدا رائعا من جانيس |
Kaleminin üstünden bir parça hücre aldım Bunu söylemek gerçekten zor ne diyeceğimi tam bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد جمعت بعض الخلايا من قلم الرصاص من العجيب قول هذا أحاول جاهدة المحافظة على تركيزي |
İnan bana, gerçekten Bunu söylemekten nefret ediyorum ama çocukların... | Open Subtitles | صدقوني ، أنا أكره قول هذا الكلام لكن الفتى على حق |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama baban seninle yakınlaşmaya pek sıcak bakmıyor gibi. | Open Subtitles | اكره قول هذا لكن يبدو ان والدك لا يريد الترابط معك |
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bahsettiğim şey buydu. | Open Subtitles | أكره قول هذا , لكن هذا بالضبط ما أتحدّث عنه |
Bunu söylemeyi istemezdim, ama seninle ilgilenmiyorum, ve bunun nedeni birlikte çalışmamız değil. | Open Subtitles | لم أكن أرغب في قول هذا لكنني لستُ منجذبةً إليك وهذا ليس لأننا نعمل فقط معاً |
Bunu söylemeyi keser misin lütfen. Kişisel selamın gibi bir şey oldu bu. | Open Subtitles | ياألهي ، هل يمكنكِ التوقف عن قول هذا تحول لترحيب خاص بي |
Bunu söylemeye hakkın yok. Hem zaten dün dündür. | Open Subtitles | .أنت لا تملك الحق في قول هذا .فكل شيء أصبح فالماضي |
Liseden beri bunu söyleyip duruyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تقول هذا مُنذ المدرسة الثانوية و تستمر فى قول هذا. |
Bunu söylemem garip gelebilir ama kuyruklu yıldız çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | من الغريب قول هذا, و لكن في الحقيقة المُذَنب يبدو رائعاً |
Bunu söylediğim için üzgünüm ama iyi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | اعذريني على قول هذا لكنّكِ لا تبدين كذلك |
Bu arada Bunu söylemen çok inceydi. | Open Subtitles | ..بالمناسبة، إنه من اللطف منك قول هذا |
bunu söylemesi senin için kolay. Çünkü onda fotorafı olan bendim. | Open Subtitles | يسهل عليك قول هذا لأنه لم يكن معه صورتك |
Bunu söylemenin dehşet verici olduğunu biliyorum, ama benim açımdan sorun yok. | Open Subtitles | أعرف أن قول هذا شيء فظيع ........... لكن ,أهـ أنا لا أمانع ذلك |
- Savaştan çıkmış gibisin. - Öyle de denebilir. | Open Subtitles | ـ يبدوا عليكِ بأنكِ كنتِ بحرب ـ يمكنك قول هذا |
Dün annemi gördükten sonra nasıl böyle söylersin? | Open Subtitles | كيف أمكنك قول هذا وقد رأيت والدتي البارحة ؟ |
- Şunu söylemeyi kes. - Baş başa kalmak ister misiniz? | Open Subtitles | توقفي عن قول هذا هل تريدان بعض الخصوصية ؟ |
Sakın bunu söyleme. Çocuklarım hakkında sakın böyle konuşma! | Open Subtitles | لا تقولي هذا، لا تجرأي على قول هذا عن أطفالي |
Fakat bunu söylemişken, fakirler dahil herkeste çocuklarini egitmek icin büyük bir istek var. | TED | بعد قول هذا يمكن التأكيد أن هناك رغبة كبيرة بين الجميع، بمن فيهم الفقراء، لتعليم أطفالهم |