Sevgi bağınız yeterince güçlü değilse, ikiniz de aklınızı kaybedersiniz. | Open Subtitles | إذا إرتباطك لم يكن قوياً كفاية كلاكما سوف يفقد عقله |
Ya da Avatar Hali'ne girmeden yeterince güçlü olamazsam? | Open Subtitles | بدون وضع الآفاتار ؟ ماذا إن لم أكن قوياً كفاية ؟ |
yeterince güçlü değilsen bu şehir adamı 18 ayrı şekilde becerip çürümeye bırakıyor. | Open Subtitles | و إن لم تكن قوياً كفاية ستلفظك المدينة عند سن 18 و تتركك تتعفن |
Yani, o zekiydi, ama o böyle bir durumla baş edecek kadar güçlü olmayan bir çocuktu sadece. | Open Subtitles | ولكنه لم يكن إلا فتى صغير ولم يكن قوياً كفاية ليتعامل مع هذه الفترة من حياته |
Kırmızı Somon'un kalın derisini parçalayacak kadar güçlü gagaya sadece Steller kartalları sahip. | Open Subtitles | فقط عقبان ستيلر تمتلك منقاراً قوياً كفاية ليخترق الجلد المدرع للسلمون الأحمر |
Kanser olmanı kaldıramam, dostum, yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | لا أستطيع رؤيتك ترحل بالسرطان ياصاحبي لست قوياً كفاية |
Cameron yeterince güçlü olursa sabah onu ilmekleyebiliriz. | Open Subtitles | طالما كان كاميرون قوياً كفاية سنقوم بالخياطة فى الصباح |
Yarasaya yapması için bir şans vermiştim ama yeterince güçlü değilmiş. | Open Subtitles | أعطيت الوطواط فرصة للنزال ولكنه لم يكن قوياً كفاية |
Ama daha yeterince güçlü değilsin, öyle değil mi? | Open Subtitles | لكنك لست قوياً كفاية بعد، أليس كذلك ؟ |
Haklısın, yeterince güçlü değilim. Güçlü değilim... | Open Subtitles | لقد كنت على صواب، أنا لست قوياً كفاية.. |
Benim yeterince güçlü olamadığım anlamına geliyor. | Open Subtitles | فهذا يعني أنني لم أكن قوياً كفاية |
yeterince güçlü değildim. | Open Subtitles | لم أكن قوياً كفاية |
Yakında yeterince güçlü olacak. | Open Subtitles | قريباً سيكون قوياً كفاية |
Söyledim sana. Ron Cisimlenmek için yeterince güçlü değil. | Open Subtitles | سبق وقلتُ لكَ أنّ (رون) ليس قوياً كفاية لينتقل آنياً |
yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | لست قوياً كفاية |
yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | لست قوياً كفاية |
yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | لست قوياً كفاية |
Kardeşlerim, itiraf etmeliyim ki oradan kendi başıma dönecek kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | أخوتي وأخواتي يجب علي أن أعترف أنا لست قوياً كفاية لأعود إلى هناك بمفردي |
Bunu yapacak kadar güçlü olsaydı şu an hiçbirimiz burada olamazdık. | Open Subtitles | أن كان قوياً كفاية لفعل هذا لا أحد منا سيكون واقفاً هنا |
Tekrar güçleniyor. Beslenecek kadar güçlü. | Open Subtitles | إستعاد قوته ثانية أصبح قوياً كفاية ليتغذى |
John bunu atlatabilecek kadar güçlü değil. | Open Subtitles | ان جون ليس قوياً كفاية ليتحمل هذا |