"كأنّي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sanki
• gibiyim
• gibiydim
• gibiydi
• olmaktan çok uzağım

Sonra buraya geldiğim zaman sanki daha önce de buradaymışım gibiydi.
ولمّا جئتُ إلى هنا، كان الأمر كأنّي كنتُ هنا من قبل

sanki daha önce yüzünü hiç görmemiş olmama rağmen seni tanıyor gibiydim.
كان الأمر يبدو كأنّي كنت أعرفكِ حتى من قبل أن أرَ وجهك

Benimle sürekli sanki sana bir şey söyleyecek kadar güveniyormuşum gibi konuşuyorsun.
إنّكِ لا تنفكين عن الحديث معي و كأنّي أثق بكِ لإخباركِ شيئاً.

Ayılarla dolu bir nehirde hayatı için savaşan gey bir alabalık gibiyim.
كأنّي سمكة سلمون شاذّة أكافح لأحافظ على حياتي في نهرٍ من الدببة.

Buradayken çok acayip hissediyorum sanki bedenimi terk etmişim gibi.
لقد شعرتٌ بشعورِ لا مثيل له هناكَ كأنّي اُغادرٌ جسدي

Ama hep yanlış kararlar veriyorum sanki ve neden hep böyle oluyor anlamıyorum.
لكن كأنّي مستمرٌّ باتّخاذ القرارات الخاطئة، و لا أعرف لما يستمرّ حدوث ذلك.

Senin yanında kendimi güvende hissediyorum. sanki kardeşimle çıkıyorum.
،أنا حقّاً أشعر بالأمان معك كأنّي ذاهبةٌ للخارج مع أخي

sanki, olmuş ve olacak her şeyi görebiliyormuşum gibi hissettim.
شعرتُ كأنّي أستطيع رؤية كلّ شيء قد حدث.. وكلّ شيء بطريق الحدوث.

Yani şey gibi sanki...
أقصد، يبدو تماماً كأنّي أثني إتّصال الزمكان.

Neden sorun olsun ki? sanki ilk kez yazmanı istiyorum da...
ليس كأنّي مَن طلبتُ منك أن تكتب الكتاب الأوّل.

Ama sanki tanıyormuş gibiyim.
وبالرغم من ذلك، أحاول التصرّف كأنّي أفعل.

- Şimdi ne var? - Geçemiyorum. sanki davet edilmemiş gibiyim.
لا يمكنني الدخول يبدو كأنّي لستُ مدعوّاً للدخولِ

Evet, sanki düzgün bir camembert seçebileceksin de!
نعم، و كأنّي أستطيع ائتمانكِ على شراء الجبنة الجيّدة.

sanki, dünyada senin için önemli tek insan bendim. O bakışı hissederdim.
كأنّي الشخص الوحيد الذي يهمّكِ في العالم.

Evet ama siz beni sürekli sanki bir pinpon topuymuşum gibi oradan oraya sürüklüyorsunuz.
أجل، ولكنّكم تظلّون تُنقلوني ذهاباً وإياباً كأنّي كرة الطاولة.

sanki sorun beni o kaltakla aldatan kendisi değil de benmişim gibi evinden kovdu beni.
أجل، قال أنّي لستُ مُرحباً بها بالمنزل، كأنّي أنا المُشكلة، عندما يكون ذاك الوغد قد خانني مع تلك العاهرة.

sanki her istediğimde o yumuşacık pantolonları giyebilirmişim gibi.
و كأنّي أستطيع ارتداء السروال الفضفاض كلّما أردتُ ذلك.

Şey gibiydim, söyle ama püskürtmeden...* ...seni aptal sakar şıllık.
كأنّي أقول، قوليها، لا تبصقيها أيّتها الساقطة الحمقاء الفوضويّة.

Şu anda ağaçtaki bir kediyi bile kurtaramayacak haldeyim. - Kurtarıcı olmaktan çok uzağım.
كأنّي لا أستطيع إنقاذ هرّة عن شجرة الآن وكأنّي المخلّص الدجّال