"Benim elim kirli olabilir. Ama senin karın da, altın gibi temiz değil." | Open Subtitles | ربما تكون يداي ملطختان ولكن زوجتك ليست نقية كالذهب |
Durma, bunları bir yere not et. Sana altın gibi nasihatler veriyorum. | Open Subtitles | هيّا, يجدر بك أن تدوني ما علمتك إياه لأنه كالذهب |
altın gibi. Bunu icat eden kişi Bitcoin bloklarını zamanla serbest bırakan bir program yaptı. | Open Subtitles | تخضع للتنقيب كالذهب, الرجل الذي إخترعها خلق برنامجًا |
İnsanın boğazını yakar, midesini ateşler, tadı tıpkı saf, erimiş altın gibidir. | Open Subtitles | إنّها تحترق في حنجرتك، تغلي في معدتك. ومذاقها كالمادة الخام، كالذهب المنصهر. |
Amerikan pasaportu burada altın gibidir. | Open Subtitles | جواز الولايات المتحدة كالذهب هنا |
Birçokları ölüler şehrine gidiyor, Altın kadar gerçek olduğunu ispatlayan kadına... | Open Subtitles | الكثير الآن يذهب إلى مدينة الاموات لإمرأة إعتبروها نقية كالذهب |
Sen saf altın gibisin. | Open Subtitles | " أنتِ كالذهب الخام.. |
Bu da, nehrin üzerine sağlam bir köprüsü olan her kasabayı altın değerinde kılıyor. | Open Subtitles | فان ذلك يجعل أيّ قرية على ذلك النهر مع جسر سليم بمثابة قيمة كالذهب الخالص |
Annemin küçük meleğiyim ...ve babam altın gibi iyi olduğumu söylüyor | Open Subtitles | "أنا ملاك أمي الصغير... . "وبابا يقول إني جيدة كالذهب .. |
Dış görünüşüne aldanma, onun altın gibi bir kalbi vardır. | Open Subtitles | دعك من منظر جسمه فله قلب كالذهب |
Beni sınadığında altın gibi çıkacağım. | Open Subtitles | عندما كان يختبرني، سأخرجُ لهُ كالذهب |
altın gibi kıymetli. | Open Subtitles | إن مصداقيته كالذهب تماماً |
altın gibi parlayan kişi. | Open Subtitles | من الذي يلمع كالذهب |
Adeta sıvı altın gibi. | Open Subtitles | إنها كالذهب السائل |
Erimiş altın gibi. | Open Subtitles | كالذهب المنصهر. |
Amerikan pasaportu burada altın gibidir. | Open Subtitles | الجواز الامريكي كالذهب هنا |
- altın gibidir. Orada ne halt ettiğini sanıyorsun sen? | Open Subtitles | جديدة كالذهب |
Köprü köyleri stratejik açıdan Altın kadar önemli hale getiriyor. | Open Subtitles | فان ذلك يجعل أيّ قرية على ذلك النهر مع جسر سليم بمثابة قيمة كالذهب الخالص |
"Altın kadar iyi." Bu, aslında o kadar da kötü değildi. | Open Subtitles | جيد كالذهب " هذه العبارة في الحقيقة لم تكن بذلك السوء " |
Sen saf altın gibisin. | Open Subtitles | " أنتِ كالذهب الخام.. |
Bu çek bir iki gün içinde eskiden olduğu gibi altın değerinde olacaktır. | Open Subtitles | في يومين أو ثلاثة ستكون تلك الوثيقة قيمة كالذهب مجدداً |