Bana, ben küçük bir kızken göstermişlerdi. tam olarak nerede olduğunu hatırlayamıyorum ama. | Open Subtitles | لكنني لا أتذكر أين كانت بالضبط هنا أو في غرفة الرسم |
Ailesi olay yerine vardığında, her şeyin tam olarak onun anlattığı şekilde gerçekleştiğini görmüşler. | Open Subtitles | ، حينما ذهب والديه إلى مسرح الجريمة كانت بالضبط كما وصفها |
Havaalanına ulaştığında saat tam olarak sabah 7:00 idi. | Open Subtitles | كانت بالضبط الساعة 7 عندما وصل للمطار |
Saldırının açısı tam olarak 67 dereceydi. | Open Subtitles | زاوية الهجوم كانت بالضبط 67 درجة |
Bu devlet emaneti tam olarak neydi? | Open Subtitles | ماذا كانت بالضبط تلك الممتلكات؟ |
Konusu neydi tam olarak? | Open Subtitles | وماذا كانت بالضبط رسالتكِ الجامعية؟ |
Anne tam olarak söylediği şey, biliyorum Steven ben senin annenim ama seni terk ediyorum | Open Subtitles | ...أمي, كلماتها كانت بالضبط "أعلم أنني أمك "لكنني سأتركك ستيفين" |
Peki sizce oynadığım, bu karmaşık oyun tam olarak neydi Bayan O'Connor? | Open Subtitles | و ماذا كانت بالضبط لعبتي المعقدة يا سيدة (أوكونور)؟ |
- Hayır. 24. Batı caddesindeki yangın çağrısı geldiği zaman müdahale aracı tam olarak neredeydi? | Open Subtitles | أين كانت بالضبط الشاحنة (81) عندما أتى طلب النجدة |
Ama aslında Michael Pollan'ın bu makalede savunduğu nokta tam olarak da buydu -- tam da bütün bunların sorumluluğunu uzmanlara devrettiğimiz zaman, yiyecek sisteminde gördüğümüz türlü karışıklıklara neden oluyoruz. | TED | لكن ذلك كان في الواقع بالتحديد النقطة التي كان مايكل بولان قد حددها في هذا المقال -- كانت بالضبط عندما نقوم بتسليم مسؤولية جميع هذه الأشياء للخبراء حيث تسببنا في هذا النوع من العبث الذي نراه مع نظام الغذاء. |
Aslında tam olarak bir yıl oldu Roger. | Open Subtitles | فعليا, لقد كانت بالضبط سنة واحدة (روجر) |
tam olarak, "O adamın derdi ne?" dedi. | Open Subtitles | كلماتها كانت بالضبط (ما خطب هذا الرجل)؟ |