ويكيبيديا

    "كانت ذات مرة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir zamanlar
        
    bir zamanlar verimli bir iş geçmişimizin onuruna konuyu bir daha konuşalım. Open Subtitles لشرف علاقتنا التي كانت كانت ذات مرة مثمرة لنصلح الأمور من جديد
    bir zamanlar bundan iki katı çirkin olduğuna inanmak zor. Open Subtitles من الصعب التصديق انها كانت ذات مرة ضعف تلك البغيضة
    Eski dünyaya ait olan bütün o bilgi bir zamanlar bu mermer duvarlarin arasindaydi. Open Subtitles جميع المعارف في العالم القديم كانت ذات مرة داخل هذه الجدران الرخامية.
    Şu anda koyu kırmızı renkte olan bu toz, bir zamanlar damarlarınızda akacak kadar parlaktı. Open Subtitles هذا المسحوق , والآن لون الدماء القاتمة والتي كانت ذات مرة فاتحة كالدماء التي تجري في عروقكم
    Bu kireçtaşlı tepeler bir zamanlar okyanus dibindeydi. Open Subtitles هذه التلال الكلسية كانت ذات مرة عند قاع المحيط
    Venedik'in bir zamanlar ihtişamlı güzel, değerli bir inci olduğu hakkında. Open Subtitles يتحدث عن أن البندقية قد كانت ذات مرة الحقيقة الأكثر عظمة, لؤلؤة متميزة جدا.
    Demek istediğim bir zamanlar bakireydi. Ve şimdi fahişe oldu. Open Subtitles لقد كانت ذات مرة, عفيفة, أما الآن فهي باغية
    Aslında, onlar, bir zamanlar Afrika'da çok başarılı olan bir grup primatın son hayatta kalan türü. Open Subtitles انهم، في الحقيقة، الأنواع المتبقية الأخيرة لمجموعة من الرئيسيات التي كانت ذات مرة الأكثر نجاحاً في أفريقيا.
    bir zamanlar dünyanın en güçlüsü olan ülkenin en güçlü ikinci adam. Open Subtitles ثاني أقوى رجل في دولة كانت ذات مرة الأقوى في العالم.
    Yasak bölge bir zamanlar cennetti. Open Subtitles المنطقة المحظورة كانت ذات مرة جنة أرضية
    Neden? Yasak Bölge bir zamanlar cennetti. Open Subtitles النمطقة المحظورة كانت ذات مرة جنة أرضية
    Fiziksel olarak geriye kalan, bu çürümüs bu birkaç raf, belki de bir zamanlar bir depo olarak kullanilmistir. Open Subtitles هذهالرفوفالقليلةالمتهرأة... من المجح انها كانت ذات مرة في قبو... غرفة تخزين...
    Pekala... Bu bir zamanlar antik bir silah parçasıydı. Open Subtitles حسناً، هذه كانت ذات مرة قطعة لسلاح قديم
    Hem de kaderin bir cilvesi olarak, kız bir zamanlar Sally'nin metresiymiş. Open Subtitles والتي تنال هذا المصير، كانت ذات مرة خليلة لـ(سالي بوي)
    Şimdi garip görünüyor ama, Hollanda'da, lale soğanları bir zamanlar ev kadar değerliydi. Open Subtitles الأمر يبدو غريباً الآن، لكن في (هولندا) مصابيح الزنبق كانت ذات مرة بقيمة المنازل
    bir zamanlar. Cinsiyet değiştirmiş. Ne? Open Subtitles كانت ذات مرة هي متحولة جنسية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد