ويكيبيديا

    "كانت محظوظة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Şanslıymış
        
    • şanslıydı
        
    • Şansı yaver gitti
        
    • çok şanslıymış
        
    • için çok şanslı olduğunu
        
    Hannah senin gibi bir arkadaşı olduğu için çok Şanslıymış. Open Subtitles أعرف أن هانا كانت محظوظة جداً لحصولها على صديق مثلك
    Bu onlar için çok zormuş çünkü kral onları aramayı hiçbir zaman bırakmamış. Ama prenses bu sefer Şanslıymış. Open Subtitles إنها صعبة لأن الملك مازال يبحث عنهم لكن الأميرة كانت محظوظة.
    Şanslıymış, oldukça şiddetli bir çarpışma olmuş. Open Subtitles نعم ، انها بخير أعني أنها كانت محظوظة ، لأن الحادث كان عنيفًا
    Mavi Papazbalığı bu defa şanslıydı. Open Subtitles هذا الوقت سمك الفتاة الزرقاء كانت محظوظة
    Sizin gibi iki doktoru olduğu için şanslıydı. Open Subtitles كانت محظوظة لأنكما كنتما طبيبيها
    Dansçıydı. Şansı yaver gitti ve bir Kanadalıyla evlendi. Open Subtitles كانت محظوظة ، تزوجت كنديا اٍنها تعيش الآن فى تورونتو
    Aslında doktor hastaneye geldiği için çok şanslı olduğunu söyledi, ...çünkü kuduz virüsü iyice yayılmadan tedaviye başlanması çok önemliymiş. Open Subtitles في الحقيقة , الطبيب قال انها كانت محظوظة لان الطريقة الوحيدة للتغلب على داء الكلب هي البدء بالعلاج قبل بداية الاعراض
    Tıbbi olarak açıklanamaz. Şanslıymış. Open Subtitles لا يمكن تفسير ذلك طبيا لقد كانت محظوظة
    O halde kız Şanslıymış, değil mi? Open Subtitles كانت محظوظة حينذاك، أليس كذلك؟
    Bence Dr. Glass böyle yetenekli bir öğrencisi olduğu için çok Şanslıymış. Open Subtitles أظن إن "د.غلاس" كانت محظوظة جداً لإمتلاكها تلميذا شاطراً مثلكِ
    Arabayı bulduklarında dedikleri şey Şanslıymış çünkü çarptığı Joshua ağacı onun uçurumdan yuvarlanmasını engellemiş. Open Subtitles عندما وجدوا السيارة، قالوا... أنها كانت محظوظة لأن... شجرة اليوكا التي إصطدمت بها حمتها من السقوط من فوق الجرف
    Anneleri Şanslıymış, yanındaymışsın. Open Subtitles حسناً, أنها كانت محظوظة بأنك كنت معها
    Çok Şanslıymış. Open Subtitles كانت محظوظة للغاية
    Seni bulduğu için şanslıydı. Sen iyi bir geçiş oldun. Open Subtitles لقد كانت محظوظة بك كنت وسيلة نقل رائعة
    Sana sahip olduğu için şanslıydı. Bana hep böyle söylerdi. Open Subtitles كانت محظوظة بوجودكَ في حياتها، أخبرتني بذلك مراراً وتكراراً...
    Senin gibi bir arkadaşı olduğu için şanslıydı. Open Subtitles لقد كانت محظوظة ليكون لها صديقة مثلك
    Geriye kalan tüm parasıyla servet avına çıktı ve Şansı yaver gitti. Open Subtitles وقد تبقى لديها القليل من المال لتنفقه فأخذت تبحث عن ثروة لقد كانت محظوظة
    Çocuğun 20 saniyeliğine Şansı yaver gitti. Open Subtitles الفتاة كانت محظوظة لمدة 20 ثانية
    Sadece Şansı yaver gitti. Open Subtitles لقد كانت محظوظة.
    Sadece senin gibi bir doktoru olduğu için çok şanslı olduğunu söyleyip orada bırakalım. Open Subtitles فقط لنقول انها كانت محظوظة جدا ان يكون لها جراح مثلك وندع الامور مثل ماهي, حسنا؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد