Annem beni Brooklyn'e götürdü ve ihtiyar Doktor Solomon oradaydı masasında oturuyordu. | Open Subtitles | أخذتني أمي إلى بروكلين إلى الطبيب سولومون الذي كان جالساً خلف مكتبه |
Görünüşe göre bankın üst kısmında oturuyordu. Göğsünden vuruldu. Arkaya düştü. | Open Subtitles | أتوقع أنّه كان جالساً على المعقد، تلقى رصاصة بالصدر، ووقع هنا. |
Şaşırtıcı bir şekilde iki hafta geçti ve mahkemede oturuyordu. | TED | والمفاجأة، بعد أسبوعين كان جالساً في قاعة المحكمة. |
Kurşunun, duvarda saplandığı yerin yüksekliğine bakılırsa Alex silahı kafasına doğrulttuğunda masada oturuyormuş. | Open Subtitles | الرصاصة في الجدار. أليكس كان جالساً على الطاولة عندما وضع مسدّسه على رأسه. |
Kurban saldırı boyunca oturuyormuş. | Open Subtitles | إذا الضحية كان جالساً طوال فترة الهجوم عليه |
Katil yine oturuyormuş. | Open Subtitles | القاتل كان جالساً من جديد عند إطلاق النار |
Bir hafta önce, o sandalyede ortağım oturuyordu, ama şimdi ölü. | Open Subtitles | منذ أسبوع , شريكي , كان جالساً على هذا الكرسي و الآن هو ميت |
-Hangi koltukta oturuyordu? | Open Subtitles | ما رقم المقعد الذي كان جالساً عليه ؟ أظنه كان |
Yanına gittiğimde, elinde silah, yatağında oturuyordu. | Open Subtitles | عندما وصلتُ للبيت كان جالساً في عرينهِ ماسكاً المسدس |
Biri onu bulana kadar yapayalnız o evde oturuyordu. | Open Subtitles | أتعلم، لقد كان جالساً في المنزل وحيداً إلى أن عثروا عليه |
Sorgulamada oturuyordu ve birden gözüme çok yalnız gözüktü. | Open Subtitles | كان جالساً بنتظر الإجراءات وبدا وحيداً للغاية |
Hüzünlü Çuval, bir taş yığınının üzerinde oturuyordu | Open Subtitles | ساك الحزين كان جالساً على كتله من الصخر |
Burada oturuyordu sonra patates çuvalı gibi devrildi. | Open Subtitles | لقد كان جالساً هناك، و وقع فجأة |
Pencereden kurşun geldiğinde, odasındaki masasında oturuyormuş. | Open Subtitles | ووكر كان جالساً على مقعد في منزله عندما دخلت طلقة خلال نافذته |
George köpeğini ilk gördüğünde köpek bir pislik yığınının içinde oturuyormuş. | Open Subtitles | في أول مرة (جورج) رأى كلبه.. لقد كان جالساً لا حول له ولا قوة سوى المشي |
Sorunlu kişimiz Jill Nunis'ın yanında oturuyormuş. | Open Subtitles | مُضطربنا المنشود كان جالساً بجانب " جيل نيونيس " . |