O kadar mutluydu ki, ona hiçbir şeyin zarar veremeyeceğini söylerdi. | Open Subtitles | لقد كان سعيداً جداً، قال أن لا شيء يُمكن أن يؤذيه |
Ve sanatçı Dominique Engel, bu zeki adam, o da mutluydu çünkü bir yıl boyunca üzerinde çalışacağı rüya gibi bir projesi vardı. | TED | والفنان، دومينيك أنجل، رجل ذكي، كان سعيداً أيضاً لأنه حصل على مشروع أحلام للعمل عليه لمدة سنة. |
Bizimle aynı karede olduğu için çok mutluydu. | Open Subtitles | كان سعيداً للغاية، لكونه معنا في هذه الصورة |
Ve ilk başta o mutlu oldu, tabii ki , ama sonra değildi. | Open Subtitles | و في البداية كان سعيداً بالطبع و لكن بعدها لم يعد كذلك |
Mitzy her geziye çıktığında yanında daha sert bir şey getirdiğini itiraf edince bazılarımız memnun oldu. | Open Subtitles | و حين اعترفت ميتزي أنها اشترت شيئاً أقوى قليلاً للرحلة بعضنا كان سعيداً |
O mutluysa ben de mutluyumdur. Kredi kartı sende mi? Teşekkürler. | Open Subtitles | لو كان سعيداً فأنا سعيدة, تعلمين؟ هل لديكِ تلك البطاقة الإئتمانية؟ |
mutlu olmuş olsaydı, evinde kalırdı. | Open Subtitles | لو كان سعيداً لما كان غادر |
Antonia'nın dönüşünden bir erkek mutlu olmuştu. | Open Subtitles | ولكن شخصاً واحداً كان سعيداً بعودة(أنطونيا) |
Himalayalardaki Tibet'teydi bu. Kafasını tıraş etti, pirinç dilenmesi için ahşap bir kase verildi ona ve mutluydu. | Open Subtitles | لقد حلق رأسه ،و أعطى وعاءاً خشبياً و كان سعيداً |
Bunun yanı sıra, daima olduğu gibi mutluydu... | Open Subtitles | بالاضافة إلى أنه كان سعيداً .. كما هو حاله دائماً |
Bunun yanı sıra, daima olduğu gibi mutluydu | Open Subtitles | بالاضافة إلى أنه كان سعيداً.. كما هو حاله دائماً |
Hayır, geri geldiğinde mutluydu. | Open Subtitles | كلا، لقد كان سعيداً لأنه عاد إلى المدرسة |
Evet... Ulaştığımızda,bu madeni yönetmemizi istedi. Despotizm kurallarından kurtulduğu için mutluydu. | Open Subtitles | عندما أخبرته أنني سأحرر كاتابامي كينـزان من القاضي ومن الضرائب, كان سعيداً جداً |
Sanki bir milyon kazanmış gibi sevindi. Çok mutluydu. | Open Subtitles | و كأنني أعطيته مليون دولار كان سعيداً للغايه |
O kadar mutluydu ki, kustu. | Open Subtitles | كان ذلك الطفل . لقد كان سعيداً جداً, هو تقيأ |
Adam, bir değişiklik olarak dürüstçe para kazandığı için mutluydu. | Open Subtitles | السائق كان سعيداً ، للحصول شرعياً على مال كمقابل. |
Ama onların doğru olmasını istedi. Doğru olduklarını düşünerek mutluydu. | Open Subtitles | لكنه يريد أن يجعلها حقيقة لقد كان سعيداً بالتفكير بأنها حقيقية |
Bu olaydan sonra babam, kilise için gönüllü olarak çalışırken her şeyin daha iyi olmasına yardım ettiğini bilerek mutlu oldu. | Open Subtitles | وبعد ذلك أبي كان سعيداً للقيام بعمله التطوعي في الكنيسة من أجل الشعور الرائع بأنه ساعد في تحسين الأمور |
Bunu çıkardıktan sonra çok mutlu oldu. Bana bir Terminatör verdi. | Open Subtitles | كان سعيداً جداً بعد أن تخطاه وقد أعطاني الترمانيتور |
Performansınızdan oldukça memnun oldu. | Open Subtitles | كان سعيداً بأدائكِ |