ويكيبيديا

    "كان شاباً" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir çocuktu
        
    • biriydi
        
    • Genç ve
        
    • Gençken
        
    • bir adamdı
        
    • çok gençti
        
    Çok iyi bir çocuktu. Open Subtitles ماذا حدث بينكما؟ لقد كان شاباً لطيفاً للغاية.
    Evet, bilirsin... Birkaç kere karşılaşmıştım. İyi bir çocuktu. Open Subtitles أجل، قابلته بضع مرات كان شاباً طيباً
    Değil mi, baba? Yirmi yıl önce oldukça heyecanlı biriydi. Open Subtitles لقد كان شاباً برياً إلى حد ما منذ عشرين عاماً
    Eğer Genç ve yakışıklı olsa idi, cinsel lütuflarıyla onu karşılıksız olarak kutsardı. Open Subtitles لأنه لو كان شاباً وسيماً لتباركت به ومنحته أطايب جسدها بدون أي مقابل
    Gençken bir ressam olabilirdi... ama benim babam olmaya karar verdi. Open Subtitles كان من الممكن أن يصبح فناناً متى كان شاباً لكنّه قرّر أن يصبح أبّي
    Sadece iri, aptal bir adamdı. Open Subtitles لم يكن عملاقاً وقتها لقد كان شاباً ضخماً وغبياً
    Genç bir adamdı kansere yakalanmak için çok gençti ve hayatı ondan çalındı. Open Subtitles كان شاباً وكان صغيراً عندما أصيب بالسرطان وقد سُرقت حياته منه
    Gerçekten iyi bir çocuktu. Henry'le onu görmeliydiniz. Open Subtitles لقد كان شاباً طيباً للغاية كان عليكَ رؤيته مع (هنري)
    Pete'in başına gelenler için üzgünüm. Çok iyi bir çocuktu. Open Subtitles أنا آسف على (بيت) , لقد كان شاباً عظيماً
    - Bildiğim kadarıyla yoktu. İyi bir çocuktu. Open Subtitles لقد كان شاباً لطيف المعشر.
    Demek iyi bir çocuktu. Open Subtitles إذن كان شاباً جيداً
    -Eskiden cılız bir çocuktu. Open Subtitles - كان شاباً هزيلاً.
    Ray iyi bir çocuktu. Open Subtitles راي) كان شاباً جيداً)
    Gereksiz biriydi. Open Subtitles لا يهمّ ، إنـّه كان شاباً عابثاً.
    Blitz, üniversiteden bir arkadaşımızdı. Maalesef çok bahtsız biriydi. Open Subtitles (بليتز) كان شاباً عرفناه في الجامعة، وللأسف ، كان مصاب بلعنة
    - Genç ve bekarken tanımıştım onu. Open Subtitles أنا عرفته فقط عندما كان شاباً أعزباً حقاً ؟
    - Onun Genç ve bekar olduğu halini biliyorum. Open Subtitles أنا عرفته فقط عندما كان شاباً أعزباً
    Gençken, bir hisse komisyonculuğunda analiz uzmanlığı yapardı. Open Subtitles عندما كان شاباً إعتاد أن يكون المحلل بشركة الأسهم
    Büyük bir gezisinde, henüz çok Gençken bunu satın almış. Open Subtitles لقد اشتراها حين كان شاباً صغيراً خلال جولته الثقافية حول اوروبا
    Harika ötesi bir adamdı. Herkese iyi davranmaya çalışırdı. Open Subtitles كان شاباً بغاية اللطف لقد كان يحاول فعل الصواب مع الناس
    Bulamazsın. Kitaplarını bastırmak için çok gençti. Open Subtitles كان شاباً جداً على نشر أيّ من كتبه.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد