Çok iyi bir çocuktu. | Open Subtitles | ماذا حدث بينكما؟ لقد كان شاباً لطيفاً للغاية. |
Evet, bilirsin... Birkaç kere karşılaşmıştım. İyi bir çocuktu. | Open Subtitles | أجل، قابلته بضع مرات كان شاباً طيباً |
Değil mi, baba? Yirmi yıl önce oldukça heyecanlı biriydi. | Open Subtitles | لقد كان شاباً برياً إلى حد ما منذ عشرين عاماً |
Eğer Genç ve yakışıklı olsa idi, cinsel lütuflarıyla onu karşılıksız olarak kutsardı. | Open Subtitles | لأنه لو كان شاباً وسيماً لتباركت به ومنحته أطايب جسدها بدون أي مقابل |
Gençken bir ressam olabilirdi... ama benim babam olmaya karar verdi. | Open Subtitles | كان من الممكن أن يصبح فناناً متى كان شاباً لكنّه قرّر أن يصبح أبّي |
Sadece iri, aptal bir adamdı. | Open Subtitles | لم يكن عملاقاً وقتها لقد كان شاباً ضخماً وغبياً |
Genç bir adamdı kansere yakalanmak için çok gençti ve hayatı ondan çalındı. | Open Subtitles | كان شاباً وكان صغيراً عندما أصيب بالسرطان وقد سُرقت حياته منه |
Gerçekten iyi bir çocuktu. Henry'le onu görmeliydiniz. | Open Subtitles | لقد كان شاباً طيباً للغاية كان عليكَ رؤيته مع (هنري) |
Pete'in başına gelenler için üzgünüm. Çok iyi bir çocuktu. | Open Subtitles | أنا آسف على (بيت) , لقد كان شاباً عظيماً |
- Bildiğim kadarıyla yoktu. İyi bir çocuktu. | Open Subtitles | لقد كان شاباً لطيف المعشر. |
Demek iyi bir çocuktu. | Open Subtitles | إذن كان شاباً جيداً |
-Eskiden cılız bir çocuktu. | Open Subtitles | - كان شاباً هزيلاً. |
Ray iyi bir çocuktu. | Open Subtitles | راي) كان شاباً جيداً) |
Gereksiz biriydi. | Open Subtitles | لا يهمّ ، إنـّه كان شاباً عابثاً. |
Blitz, üniversiteden bir arkadaşımızdı. Maalesef çok bahtsız biriydi. | Open Subtitles | (بليتز) كان شاباً عرفناه في الجامعة، وللأسف ، كان مصاب بلعنة |
- Genç ve bekarken tanımıştım onu. | Open Subtitles | أنا عرفته فقط عندما كان شاباً أعزباً حقاً ؟ |
- Onun Genç ve bekar olduğu halini biliyorum. | Open Subtitles | أنا عرفته فقط عندما كان شاباً أعزباً |
Gençken, bir hisse komisyonculuğunda analiz uzmanlığı yapardı. | Open Subtitles | عندما كان شاباً إعتاد أن يكون المحلل بشركة الأسهم |
Büyük bir gezisinde, henüz çok Gençken bunu satın almış. | Open Subtitles | لقد اشتراها حين كان شاباً صغيراً خلال جولته الثقافية حول اوروبا |
Harika ötesi bir adamdı. Herkese iyi davranmaya çalışırdı. | Open Subtitles | كان شاباً بغاية اللطف لقد كان يحاول فعل الصواب مع الناس |
Bulamazsın. Kitaplarını bastırmak için çok gençti. | Open Subtitles | كان شاباً جداً على نشر أيّ من كتبه. |