Karısının yanında olmak istemiyordu. Kocam için endişeleniyordu. | Open Subtitles | لم يرد أن يكون قرب زوجته كان قلقاً بشأن زوجي |
Kötü bir koruyucu evde olduğundan endişeleniyordu çünkü ilk doğan oğlunu yıllar önce böyle bir yere veren bir başka kişinin acısına ilk elden şahit olmuştu. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً لكونكي في أحد المنازل الرعاية السيئة لانه شهد عن كثب |
Kötü şeyler söylemekten endişe duyuyormuş. | Open Subtitles | كان قلقاً لدرجة أنه يخاف أن يتفوه بأغلاط |
endişeli görünüyordu. Telefonda birine akıl danıştı. | Open Subtitles | كان قلقاً بشأنها طلب نصيحة شخص ما على الهاتف |
Demek istediğim... Sanırım bunu sana kendisi söylemek istiyordu. Fakat ikinizin arasında bir anlaşmazlığa sebep olacağından korkuyordu. | Open Subtitles | أظنه أراد أن يكون مَن يخبرك ولكنه كان قلقاً من أن يسبب ذلك مشكلةً |
Orduya yazıldığında beni aradı. Çok endişeliydi. | Open Subtitles | اتصل بي عندما دخلت الجندية كان قلقاً بشدة |
Onkolojisti bazı mikroskobik sonuçlardan endişelendi, şey, tümörü yayılıyor olabilir. | Open Subtitles | طبيب الأورام كان قلقاً بشأن بعض النتائج الميكروسكوبية, أن ورمها يمكن أن يكون يتطور. |
Reaktörle ilgili endişeleri vardı. Elbette. Şu teknik zırvalar! | Open Subtitles | . كان قلقاً بشأن المفاعل - . كل هذه أمورٌ تقنية - |
Seni çok merak etmiş. Ayrıca kafası karışmış ve üzülmüş. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً جداً عليكِ ، ناهيكِ عن التوتر والالم |
Hongkow Parkına bomba koyduğu zaman, ...sence ülkesi ve insanları için endişelenmiş midir? | Open Subtitles | عندما القي قنبلته "في حديقة "هونجكو هل تعتقد انه كان قلقاً علي المدينة والناس ؟ |
Baban ikiniz için de endişeleniyordu. | Open Subtitles | وأيضاً، فإن والدكِ كان قلقاً عليكما أنتما الاثنين معاً |
Anahtar için çok endişeleniyordu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه, أنه كان قلقاً للغاية بخصوصه. |
Bu komitedeki işi yüzünden avlanacağından endişeleniyordu. | Open Subtitles | كان قلقاً من أنّ أحداً يستهدفه بسبب عمله في هذه اللجنة |
Ömrünün geri kalanını beraber geçirmek istediğin bir adam için duyduğun bir endişe gibiydi. | Open Subtitles | كان قلقاً من النوع الذي تحس به نحو الرجل الذي تخطط لقضاء بقية حياتك معه |
Belki yokken bir şeylerin değiştiğinden endişe etti. | Open Subtitles | ربّما كان قلقاً أنّ شيئا ما تغير بينما كان مبتعداً |
endişeli görünüyordu. Telefonda birine akıl danıştı. | Open Subtitles | كان قلقاً بشأنها طلب نصيحة شخص ما على الهاتف |
Babam yağmurluk alacak herkesin artık bir tane aldığından endişeli. | Open Subtitles | والدي كان قلقاً ، من أن كل شخص ينوي شراء معطفاً ، لديه معطف مسبقاً |
İkincisi ise, şahsen başka bir yorum getiremiyorum, ifşa olmaktan korkuyordu. | Open Subtitles | .. ولكن اثبت لي ايضاً لا أعرف كيف اقولها؟ بطريقة أخرى غير انه كان قلقاً من أن يُكشف أمره |
Kemoterapi tedavisi görürse saçlarının döküleceğinden o kadar çok korkuyordu ki, rahatlaması için ona Hair Team for Men'den hediye çeki aldım. | Open Subtitles | كان قلقاً من فقدان المزيد من الشعر بسب بالعلاج الكيمياوي، فاشتريت له اشتراك غير محدود عند "فرقة الشعر للرجال"، فقط لاراحة باله؟ |
As kumarhane için öyle endişeliydi ki... buradaki öncelikli işimizin ne olduğunu unutuyordu. | Open Subtitles | أيس" كان قلقاً على الكازينو , و نسي ما نفعل هنا" في المقام الأول |
Sara için endişeliydi. Rüyalarında sürekli onu görüyordu. | Open Subtitles | كان قلقاً على ساره ظل يراها بأحلامه |
Senin için çok endişelendi. | Open Subtitles | كما تعلمين , نعد العشاء أو ما شابه من أجلكِ كان قلقاً عليكِ للغاية |
Aptalca bir şey söylerim diye endişelendi. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً من انني سأقول شيئاً غبياً |
Reaktörle ilgili endişeleri vardı. Elbette. Şu teknik zırvalar! | Open Subtitles | . كان قلقاً بشأن المفاعل - . كل هذه أمورٌ تقنية - |
endişeleri vardı. | Open Subtitles | لقد كان قلقاً. |
Monsenyörünüz sizi çok merak etmiş. | Open Subtitles | راعيكم كان قلقاً جداً |
Ron senin için endişelenmiş. | Open Subtitles | رون كان قلقاً عليك |