Ve yardım edebileceğim başka bir şey varsa, lütfen söyleyin. | Open Subtitles | واذا كان هناك ما يمكننى عمله للمساعدة، من فضلك اخبرينى. |
Ama aramızda bir şey varsa bana sakın yalan söyleme. | Open Subtitles | ولكن إن كان هناك ما يجري بيننا، فلا تكذب علي |
Tahammül edemediğim bir şey varsa o da bir kadının ağlamasıdır. | Open Subtitles | إذا كان هناك ما لا يمكنني تحمله فهو بكاء امرأة |
Yapabileceğim bir şey olsaydı yapardım. | Open Subtitles | إذا كان هناك ما يمكنني أن أفعله ألا تظنني سأفعله؟ |
Yapılacak bir şey olsaydı ölümle boğuştuğu bir yıl boyunca yapardım. | Open Subtitles | ولو كان هناك ما أقوم به لقمتُ به في السنة التي قضاها وهو يحتضر |
Sınırlarımız vardı. | Open Subtitles | كان هناك ما يجمعنا حينها |
Katlanamadığım bir şey varsa, o da yaşlı keçilerdir. | Open Subtitles | إذا كان هناك ما لم يمكننى تحمله فقد كان ذلك من الماضى |
Haklısın. Sizin için yapabileceğim bir şey varsa, ıslık çalarsınız. | Open Subtitles | أجل، لو كان هناك ما يمكنني مساعدتكما فيه يا فتيات، اصفرا لي فحسب |
Eğer bir şey varsa, ne gördüğünü söylemen gerekiyor. | Open Subtitles | إفقذا كان هناك ما تعرفينه فيجب عليك قوله |
Çünkü eğer söylemek istediğin bir şey varsa şimdi tam zamanı. | Open Subtitles | اذا كان هناك ما تريدين قوله انه الوقت المناسب |
Hanımefendi... bize söylemek istediğiniz bir şey varsa... fakat şu anda söyleyemiyorsanız... belki gözlerinizi birkaç kez kırparak... bir işaret verebilirsiniz. | Open Subtitles | سيدتي إن كان هناك ما تريدين قولة لنا لكنك ربما لا تستطيعين قولة الآن |
Efendim, eğer yapabileceğim herhangi bir şey varsa, 7/24 müsaitim. | Open Subtitles | سيدي إن كان هناك ما أستطيع تقديمه، أنا متواجد على مدار الساعة |
Çok üzüldüm. Yapabileceğim herhangi bir şey varsa... | Open Subtitles | أنا آسفة جداً إن كان هناك ما يمكنني فعله |
Önümüzdeki üç gün burada olacağız. Sizin için yapabileceğim herhangi bir şey varsa... | Open Subtitles | نحن موجودون هنا للثلاثة أيام القادمة إن كان هناك ما يمكن أن أقدمه لك اخبرني |
Bakın, eğer sizler için yapabileceğim herhangi bir şey varsa. | Open Subtitles | اسمعي، إن كان هناك ما يمكنني أن أقدمه لكما اخبراني فوراً، حسناً؟ |
Şey, üzgünüm, ve yapabileceğim her hangi bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً، أنا آسف لما حدث. إن كان هناك ما أستطيع فعله. |
Bilmem gerektiğini düşündüğün bir şey varsa, sadece söyle. | Open Subtitles | إن كان هناك ما تظنين أنه يجب عليَّ معرفته، اخبريني |
"Biliyorum buna kızacaksın ama keşke her şeyi yoluna koymak için elimden gelen bir şey olsaydı." | Open Subtitles | أنا أعلم أنك ستجدين هذا مزعجا وأتمنى لو كان هناك ما أفعله لتصحيح الأمر |
- Yapılacak bir şey olsaydı, sence yapmaz mıydım? | Open Subtitles | إن كان هناك ما يمكنني فعله، هل تعتقد بأنني سأتأنى بفعله؟ |
Sınırlarımız vardı. | Open Subtitles | كان هناك ما يجمعنا حينها |