üzerinde çalıştığı büyük davayla ilgili olan bir şey? | Open Subtitles | إنها بشأن القضية الكبيرة التي كان يعمل عليها |
Babanın üzerinde çalıştığı bile olsa, bir vakayı çözmek, onu geri getirmez, bilesin. | Open Subtitles | حل القضية , حتى وإن كانت القضية التي كان يعمل عليها لن تجعله يعود , أنت تعلم ذلك |
Ateş almaları, yıldırımın Walter'ın üzerinde çalıştığı açık devreyi vurduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | في الحقيقة أنهم إشتغلوا برهان ضرب الصاعقة للدارات الكهربائية المفتوحة التي كان يعمل عليها والتر |
Almanların üzerinde çalıştığı "harika silahlar"dan haberimiz var: | Open Subtitles | "وصلتنا أخبار عن "الأسلحـة العجيبـة : التى كان يعمل عليها الألمان |
Almanların üzerinde çalıştığı "harika silahlar"dan haberimiz var: | Open Subtitles | "وصلتنا أخبار عن "الأسلحـة العجيبـة : التى كان يعمل عليها الألمان |
Bu Arthur Grable'in, diğerlerinin de üzerinde çalıştığı akışkan dinamik denklemleri çalışmasının aynısı. | Open Subtitles | هذا هو عمل دكتور " جرابيل " على نفس المعادلات التى كان يعمل عليها الآخرون |
üzerinde çalıştığı hiper-alaşım elimizdeki teknolojilerden çok daha ileri gerilme kuvveti sergiledi. | Open Subtitles | السبيكة المعدنيّة المخلّطة التي كان يعمل عليها... أظهرت صلادة فائقة تتعدّى بكثير علومنا التقنية الحاليّة |
Senden önceki adamın üzerinde çalıştığı kodlar. | Open Subtitles | الأكواد الأخرى الذي كان يعمل عليها. |
Senden önceki adamın üzerinde çalıştığı... | Open Subtitles | الرجل الذي سبقكَ، كان يعمل عليها. |
üzerinde çalıştığı bir dava işte. | Open Subtitles | قضية كان يعمل عليها. |
Öldüğü zaman üzerinde çalıştığı hikaye aslında Haiti'deki uluslararası yardım hakkında değilmiş. | Open Subtitles | القصة التي كان يعمل عليها عندما مات لم تكن عن المساعدة الدولية في (هايتي). |
Carter 'a yakın kaynaklar, üzerinde çalıştığı hikayelerden dolayı, kendi güvenliği konusunda endişeliydi. | Open Subtitles | (ووفقاً لمصدر قريب من (كارتر فقد كان قلق على سلامته مؤخراً بسبب قصة كان يعمل عليها |
Compton'ın buradaki bilgisayarında ölmeden önce üzerinde çalıştığı yeni gıda ürünlerinin formülleri var. | Open Subtitles | لدى حاسوب (كامبتن) هنا تركيبات للمنتجات الغدائية الجديدة التي كان يعمل عليها عندما توفي. |
Sen de Dedektif Dupree'nin üzerinde çalıştığı bir davadan ötürü öldürüldüğünü düşünüyorsun. | Open Subtitles | وتظن أن المحقق (دوبري) قد قُتل بسبب قضية كان يعمل عليها |
Beatty'nin takvimi elimde Michener için üzerinde çalıştığı birkaç proje var. | Open Subtitles | لذا حصلتَ على مذكرة (بيتي) بعض المشاريعَ التي كان يعمل عليها لـ(ميشنر) |