| Eğer ben Erica Kane Martin Brent Cudahy Chandler Roy Roy | Open Subtitles | إن لم أكن إريكا كاين مارتن برينت كادهي شاندر روي روي |
| Dr. Kane, bu kız dört yaşında kaçırılmış. | Open Subtitles | دكتور كاين هذه الفتاة قد اختطفت بعمر الرابعة |
| Zamanımız tükenmek üzere. Ben Dr. Marcus Kane, Duyan Varmı. | Open Subtitles | لقد نفذ منا الوقت هذا دكتور ماركوس كاين يقدم تقريره الأخير |
| Eğer Kabil karanlık tarafa geçtikten sonra bununla yaşamanın bir yolunu bulduysa benim de kendimi kontrol altına almam gerekiyor. | Open Subtitles | إن كان (كاين) قد وجد طريقةً ما للتعايش معها بعد أن إنظم للجانب المظلم فإذًا علي العثور على طريقة لمراقبتها |
| Ama zaman içinde sabırla Cain'in sesini ve şifresini kaydetmeyi başardık. | Open Subtitles | لكن مع الوقت والصبر استطعنا أن نسجل صوت كاين وجمعنا الأحرف |
| İsmi Sandra Caine'di. En azından ben öyle biliyorum. | Open Subtitles | اسمها ساندرا كاين على الأقل هذا ما اعرفه حتى الآن |
| Doktor Kane, Doktor Wesley tarafından yoğun bakım ünitesine çağırılıyorsunuz. | Open Subtitles | ـ د.كاين إلى وحدة العناية المركزة .د.ويسلي كاين أرجوا التوجه إلى العناية المركزة لحديثي الولادة |
| Kane yorum yapmadı ama kaynaklar babası olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كاين رفض التعليق لكن المصادر تقول انه الأب |
| Aynı Erica Kane'in Kent Boggard cinayetinden kurtulabilmek için bir rahibeyi taklit etmesi gibi. | Open Subtitles | مثل إريكا كاين عندما انتحلت شخصية راهبة لتجنب القبض عليها فى جريمة كينت بوجارد |
| Biliyor musunuz, belki Yargıç St. Raven ve Erica Kane arkadaş olamayabilir ama Victoria Chase ve... | Open Subtitles | تعرفين، القاضية سانت ريفن وإريكا كاين ليسوا أصدقاء لكن ربما فيكتوريا شايس |
| Çünkü Kane hala, ona ihtiyacı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لأن كاين ماذا يعتقد أنه يحتاجها |
| Bıyıklı kadın, Norton Kane değilse o zaman kimdi? | Open Subtitles | إن لم يكن "نورتن كاين" هو المرأة ذات الشارب، مَن كان؟ |
| Biliyor musun, yetkinin tamamen bende olduğu filmim hangisiydi, Kane? | Open Subtitles | أتعرف، الفلم الوحيد الذس كانت لي كامل السيطرة عليه، هو "كاين"؟ |
| Efendilerine iyi para ödedim, Kabil. Beni hayal kırıklığına uğratma. | Open Subtitles | لقد دفعت جيدًا لرؤسائك يا (كاين) لا تخذلني |
| Kabil'i anlattın kaçakçılığı, L-9'ları anlattın aklıma gelebilecek her şeyi anlattın. | Open Subtitles | لقد تحدثت عن (كاين) وعن التهريب وعن (ل - 9)، أي شيء يمكنني التفكير به |
| Kabil'in kolunda bunun dövmesi vardı. | Open Subtitles | -كان لدى (كاين) هذا الرمز كوشم على ذراعه |
| Cain, bu kadın için yapılabilecek her şeyi yaptık. | Open Subtitles | كاين .. لقد فعلنا ما باستطاعتنا لانقاذ هذه السيده |
| Bay Cain, hastanede bir yerlerde mi? | Open Subtitles | الدكتور هاريس، السّيدُ كاين اين هو في هذه المستشفى؟ |
| Bay Cain'in güvenlik masasına gelmesini anons edin ve kızımın da buradan hiçbir yere ayrılmamasını sağlayın. | Open Subtitles | صفحه السيد كاين و تقريره الي مستوي الامن و تأكدي بأنّها استقرت هنا |
| Caine, sözünü tutmamaktansa ölmeyi tercih edecek birisi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | (كاين)،أنت الوحيد الذي أعرفه والذي يفضل الموت على الحنث بوعده |
| Caine dostum. Biziz, Stacy ve Sharif. İyi misin dostum? | Open Subtitles | كاين ), نحن ( ستايسي)ً) و (شريف), هل انت بخير؟ |
| 26 yardda, Whitaker'dan Cane'e bir pas. | Open Subtitles | وايتكر ضد كاين من بعد 26 ياردة |
| Siyah bir Porsche Cayenne Northwest çıkışında bekliyor olacak. | Open Subtitles | سيارة بورشه كاين سوف تكون بالأنتظار عند مخرج الشمال الغربي |
| Buraya bay Cain'i görmeye gelmiştim kendisi çalışmaktaydı ve Halsey içeri girdi, üzerimize çullandı. | Open Subtitles | ارأيت جئت الي هنا لزيَاْرَة السّيدِ كاين. . الذي كَانَ يَعْملُ هنا |