"كبيرة من" - ترجمة من عربي إلى تركي

• büyük bir
• koca bir
• için büyük
• çok fazla
• kocaman bir
• çok büyük
• bir sürü
• bol
• çok sayıda
• çok geniş
• dan
• kadar çok

Eğer ülkeye geçmeye çalışan insanlara bakarsanız, terörist izleme listesindeki insanlara bakarsanız büyük bir çoğunlukla havalimanlarında giriş yapıyorlar, sınırdan değil.
وإذا نظرت إلى من يحاولون دخول البلاد ممن هم على قائمة الإرهاب فهم يدخلون بصورة كبيرة من المطارات وليس من الحدود،

Merak ettiğim niye daha büyük bir yem kullanmadığımız ?
أنا فقط أتسائل إذا كنابحاجة إلى قطعة كبيرة من الطعم.

Sen kahraman sandviçinin büyük bir parçasısın. Kızı kurtarmak istiyorsun.
أنت كتلة كبيرة من سندويتش بطل أنت تريد إنقاذ الفتاة

"Ben senin yaşlarındayken güzel kızım yılbaşı arifelerinde, 3 büyük dini bayram için ateşe koca bir kütük atardık."
عندما كنت صغيرا مثلك، أنا وفتاتي الصغيرة، في ليلة عيد الميلاد، كنا نضع كمية كبيرة من الحطب، من أجل ثلاث إحتفالات دينية،

Eğer işler yolunda giderse, senin için büyük planlarımız var.
وإذا جرت الأمور كما نريد، فلدي مخططات كبيرة من أجلك.

Hayatında çok fazla yer kaplıyor, ...belki kalbinde de öyle.
إنهُ يستحوذ على مساحة كبيرة من حياتك وربما من قلبك

Orada hala kocaman bir balık var, ağzı şu büyüklükte olan bir balık.
أنت ما زِلتَ تُخرجُ كمية كبيرة من السمكِ هناك مَع فَمّ بهذا الكبرِ.

Ama tüm bu olay halk arasında bu göçmen işçilerin fiziksel ve ruhsal yalnızlığı hakkında çok büyük bir kargaşa yarattı.
ولكن هذه الحادثة برمتها أثارت ضجة كبيرة من المجتمع حول العزلة ، الجسدية والعقلية على حد سواء، لهؤلاء العمال المهاجرين.

Fakat hedef neresi olursa olsun, ülke çapında büyük bir paniğe sebeb olacaktır.
,ولكن مهما كان الهدف .سيكون هناك حالة كبيرة من الذعر في كل البلاد

Ona başarıyla kılavuzluk edersem vasiyetten büyük bir pay verecek.
إذا قدته إليها بنجاح, سوف يعطيني نسبة كبيرة من ذلك

Patlamadan sonra büyük bir duman bulutu göğe yükselirken gördüm.
وقت وقوع الانفجار، رأيت سحابة كبيرة من الدخان في السماء

Beyler, bizim en karlı ürünümüzü almayan büyük bir tüketici kesimi var.
سادتي، هناك فئة كبيرة من الزبناء لا يستهلكون منتوجنا الأكثر إيراداً للأرباح

büyük bir bardak rom söyleyip sonra nereye olursa gideriz.
و نطلب علبة كبيرة من الخمر ونرى إلى أين تأخذنا

- Amonyum nitrat satıcılarından büyük bir gübre siparişi aldıklarında bizi aramalarını istiyoruz.
بائعي نترات الأمونيوم يجب عليهم أن يطلبونا حين يُطلب كمية كبيرة من السماد

koca bir fıçı benzin aldılar, ve beni yere yatırdılar.
أخذوا علبة كبيرة من البنزين، وجعلوا لي على الاستلقاء على الأرض.

- koca bir gemi gibi. - Kızıma büyük bir içki hazırla.
ياله من منظر ـ اعطها كمية كبيرة من الجاز

Bu sizin için büyük bir oyun ama bu iş, oğlum benim hayatım.
ما هي إلا لعبة كبيرة من أجلكم ولكن وظيفتي, وأبني هي كل حياتي

Ve bu arada, çok fazla su tükettikleri için kendisi gül yetiştirmiyor.
وهو على فكرة لم يقم بزراعة الورود لأنّها تتطلّب كميات كبيرة من المياه.

Haydi neşelenin biraz. Kim kocaman bir kase dolusu yağsız süt ister?
هيا أيها الكئيبون، من يريد طاسة كبيرة من الحليب المجمد منزوع الدسم؟

Çok büyük bir değişikliği belgeleyen geniş çapta veri bütünü.
كومة كبيرة من البيانات، توثق كمية هائلة من التغييرات.

Hologram teknolojisi ve bir sürü dron kaynağıyla, bizi kolayca hallederler.
مزيج من تقنيّة الأطياف وأعداد كبيرة من الآليّات؟ سنكون أهدافًا سهلة

Tesadüfe bakın ki aynı adam Gluant'a bol miktarda para yollamış.
و تصادف أن الدكتور هان أرسل لبلوران كميات كبيرة من الأموال

Pek çok felsefem var, ama bu, içinde bulunduğumuz durumda, yani çok sayıda kanıt olduğu durumlar için olanı.
لا لدي الكثير منها لا أنا اتكلم عن التي لها علاقة للأن, عند التعامل مع كميات كبيرة من الدلائل

Diyebilirim ki, ortalama bir Arap kadınının çok geniş bir eş-dost çevresi vardır.
أقول أن المرأة العربية العادية لديها شبكة كبيرة من الأصدقاء والمعارف.

Ancak Çin dışında, Amerika'dan geldiğinde yapılacak doğru politik şey ve kişisel özgürlüğü ihlal edip etmediği büyük bir sorun haline gelir.
لكن خارج الصين، في أمريكا، تصبح قضية كبيرة من الأمر السياسي الصحيح للقيام به وإذا كان ذلك انتهاك لحرية الفرد.

Sizi hiç bu kadar çok miktarda dondurma alırken, böyle üzgün görmemiştim.
لم أرك يوماً بهذا الحزن وأنت تشتري كمية كبيرة من الآيس كريم