"كبيرة منها" - ترجمة من عربي إلى تركي

• bir

Evet, vücutları daha büyük, ama bir çoğu da küçük. Ama bizim ilgilendiğimiz, ne kadar sürede bu hale geldikleri.
نعم, الديناصورات الديناصورات تمتعت بأجساد كبيرة, لكن أعداد كبيرة منها كانت صغيرة, لكننا مهتمين بالوقت الذي استغرقته لتصل لحجمها ذاك.

Ve buradan gitmesi çok cesaret isteyen bir işti.
وربما أنك لا تريد ان تسمع هذا, واكن استلزم الأمر شجاعة كبيرة منها لكى ترحل من هنا

Kız kardeşim bir süre önce bana bir kavanoz almış.
لقد أحضرت لى أختى علبة كبيرة منها منذ فترة

Bu doğru olabilir, birçok yıldız veya yıldızların büyük bir kesimi öylece yokoluyor.
قد يكون صحيحاً أن تختفي معظم النجوم أو مجموعة كبيرة منها

Hemen şimdi bir tomar alacağım... hemen gidiyorum.
سأذهب الأن لأحضر حزمة كبيرة منها.. ها أنا ذاهب

Bacağın biri ondan kocaman bir ısırık almış gibi hissettiriyor.
رجلك تبدو وكأن احدا قام بأخذ قضمة كبيرة منها

bir tomar ilan bagajında duruyor.
رأيت كومة كبيرة منها مركونة في صندوق سيارتك

Meclis üyesi, bildiğiniz üzere bir birliktelik platformu yürütüyorum ama şehir bu kadar ayrımcılığı körükleyen şekilde bölgelere ayrılmışken birliktelikten bahsetmek zor oluyor.
لكن يصعب اتحاد المدينة في ظل بقاء منطقة كبيرة منها حصرية لفئة معينة.

Şunu söyleyeyim ki... ben, yani, tüm Versace tasarımlarını bilirim ve eğer bana... bana şans verirseniz, bilirsiniz, şeylerinizi öyle bir satarım ki.
دعيني أقول أنني حقا لدي خبرة بملابس "فيرزاتشي" ولو تعطيني الفرصة فقط، أعلم أنني أستطيع أن أبيع كمية كبيرة منها

Onun aptalca bir davranışı daha! Bırakın da, beni bulmaya çalışsın.
. ستكون حماقة كبيرة منها ، دعها تحاول

Sana da büyük bir parça bırakırım.
يمكن أن أنحت لك قطعة كبيرة منها

Her bir karışı tabakta hindi gibi açıkta.
مساحة كبيرة منها خارجة كاللحم على الطبق

Büyük bir yığının içine düşmüş.
لقد سقَطَت على كميّة كبيرة منها.

Bu çok büyük bir taş. Üstelik hiç bozulmamış.
هذه واحدة كبيرة منها

Eşin yüklü bir envanterle geziniyormuş.
لقد كانت تنقل كمية كبيرة منها

- Belki de bir şefkat söz konusudur Belly.
ربّما إشفاقاً يا (بيلي) نعم، هذا براعة كبيرة منها

Eminim Draper büyük bir müşterinin peşinde.
أراهن بأن (درايبر) يطبخ طبخة كبيرة منها

Büyük bir parça düşerdi.
فجأة! تسقط كتلة كبيرة منها.

Tony'nin güçlü olduğu... ama bir sürü kararsız seçmenin de olduğu... siyahi bölgeler var.
لدينا فطورٌ متأخّر في منطقة من الطبقة الوسطى والتي تدعم (توني) لكن شريحة كبيرة منها لم تقرّر أعتقد أن لدينا فرصة لأخذ بعض الأصوات...