Yaşıtlarımın hepsinin büyük aileleri vardı, ben tek çocuk olarak büyüdüm. | Open Subtitles | الجميع يملك عائلات كبيره سيدتي ماعدا انا , فأنا طفل وحيد |
Al bakalım aç dostum. büyük bir balık ve biraz daha şarap. | Open Subtitles | ها هو , ايها الرفيق الجوعان سمكه كبيره من اجلك وخمر اكثر |
Bu kez değil, Sonny. Bu kez büyük olacak, ton balığı. | Open Subtitles | لن يحدث ذلك تلك المره ,سونى سنحصل على سمكه تونه كبيره |
Şarkı bile söyleyebilirim! büyük tutkuyla söyleyebileceğim birkaç şiir biliyorum. | Open Subtitles | استطيع الغناء انا اعرف بعد القصائد التى اؤديها بعاطفه كبيره |
Carter, o gezegende böcekler var. büyük, kocaman, çirkin, gürültücü böcekler! | Open Subtitles | كارتر , هناك حشرات على هذا الكوكب حشرات كبيره و قبيحه |
Ben, James, ve küçük penisi: biz büyük mutlu bir aileyiz. | Open Subtitles | أنا , جيمز , قضيبه الصغير نحن عائله واحده كبيره سعيده |
Ama işin içinde gurur meselesi de var. Bu büyük vurgun olacak. | Open Subtitles | ولكن تلك العمليه ستكون ضربه كبيره وسيسلط عليها الكثير من الأضواء والشهره |
Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
Tüm yavrular koloninin kurucusu olan tek bir büyük dişinin yavrusudur. | Open Subtitles | كلّ الصغار تنجبها فقط أنثى واحدة كبيره .. وهى مؤسسة المستعمره |
Kesinlikle büyük bir gemi efendim. Ve hiç gücü yok. | Open Subtitles | بالتأكيد هى سفينه كبيره يا سيدى وهى بدون قوه كهربائيه |
Yani , bir keresinde büyük bir parti yapmıştı ..babam şehir dışındaydı.. | Open Subtitles | أعني، فى مره عمل حفله كبيره بسبب ان ابى كان خارج البلده |
Doğru. Benim amigoluk yapmamla aynı sebep. Hepsi büyük bir oyun. | Open Subtitles | صحيح , نفس السبب الذي من أجله أشجع كلها لعبه كبيره |
Üzgünüm memur bey, aslında arabanın içinde büyük bir arı vardı. | Open Subtitles | انا اسف ايها الضابط لقد كان هنالك نحله كبيره في الساره |
Daha iki ay tanıdığım bir adam için böyle büyük bir fırsatı.. | Open Subtitles | حسناً .. لا اعلم اشعر كأنها خطوة صعبه و مخاطرة بفرصه كبيره |
Sonra büyük bir kahkaha kopacak ve reklâma gireceğiz. Beş dakika mola. | Open Subtitles | ثم ضحكه كبيره و نذهب للاعلان حسنا , خذوا خمسه دقائق للراحه |
Arkaya gidin dediğinde gidin. Ben de size koca bir öpücük vereyim! | Open Subtitles | عودى للخلف يا عزيزتى . وسوف امنحك قبله كبيره |
Ama benimki boyuma göre Çok büyüktü ve kardeşim de zaten sürmeyi bilmiyordu. | Open Subtitles | بالنسبه لى فالدراجه كانت كبيره جدا أما أخى فلم يستطيع ركوب دراجته أبدا |
Gerçekte, az önce tanıştığınız yaşlı hanım, anne tarafından büyük teyzeme dayanıyor. | TED | في الحقيقه السيده المسنه التي التقيتموها للتو، بتصرف كبير جداً جداً مستوحاه من عمه كبيره من جهه أمي. |
Lütfen! Şipşak için fazla yaşlıyım. Sallanmayı bile zar zor yapıyorum. | Open Subtitles | أرجوكِ, أنا كبيره جداً لأحضى بعلاقه جنسيه قصيره بالكاد استطيع التأرجح |
Yani o kimyasalı bulup kimin yüksek miktarlarda aldığını öğrenirsen... | Open Subtitles | إذا وجدت هذا المُركب الكيميائي واكتشفت مَن يبيعه بكميات كبيره |
Bir miktar büyük, dev, kocaman kartal yumurtasına ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك في بعض من زثلاث بيضات نسر كبيره و رائعه؟ |
O zaman burada Çok ev olmadığı için geniş bir alana dağıtmam gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن هناك الكثير من المنازل لذا كان يجب أن أغطى مساحه كبيره |
Kuzey ucunda meşe ağacı olan uzun bir taş duvar var. | Open Subtitles | به حائط صخرى طويل و شجرة بلوط كبيره فى نهايته الشماليه |
Senin kendi sorunların var ve bizim bu konuda konuşmamız Çok daha önemli. | Open Subtitles | تعرضت لصدمة كبيره . وأعتقد انه من المهم ان نستمر بالتحدث عن ذلك |