Ve siz ne zaman ki çok yakında ölüm beklentisi ile yüzleşirsiniz, herşey hakkında çok fazla düşünmeye başlarsınız. | TED | وعندما يواجهك مشهد الموت تبدا في التفكير كثيرا عن كل شئ |
Siz kızların cadı olması hakkında çok düşündüm. | Open Subtitles | كنت افكر كثيرا عن كونكنّ يا فتيات ساحرات |
O, tam bir enkazdı, sürekli kalan mermileri soruyor, asla yetmeyeceğinden korkuyordu. Şafak görünmeye başladığında saldıracaklarını biliyorduk. | Open Subtitles | كانت (منهارة) وتسأل كثيرا عن (الذخيرة) خوفا من أنها لاتكفي, أنا أعرف من أنهم هوجموا عند (الفجر) |
O, tam bir enkazdı, sürekli kalan mermileri soruyor, asla yetmeyeceğinden korkuyordu. Şafak görünmeye başladığında saldıracaklarını biliyorduk. | Open Subtitles | كانت (منهارة) وتسأل كثيرا عن (الذخيرة) خوفا من أنها لاتكفي, أنا أعرف من أنهم هوجموا عند (الفجر) |
- Ailenden pek fazla söz etmemiştin. | Open Subtitles | نعم نعم انت فقط لم تكوني تتحدثين كثيرا عن عائلتك |
- Bilgisayarlarla ilgili çok şey bilen, akıllı bir adam. | Open Subtitles | هذا هو الرجل الذكي الذي يعرف كثيرا عن الأجهزة الإلكترونية |
Karizmatik megafauna hakkında çok şey bilirdik, ve geri kalan hakkında o kadar da değil. | TED | نحن نعرف كثيرا عن الحيوانات القديمة ذات الخواص مشهورة , وليس كثيرا عن غيرها الكثير . |
O zamanlar Calais hakkında çok az şey biliyordum, fakat Calais'nin iki şeyiyle ünlü olduğunu anlamam 2 ya da 3 saniyemi aldı. | TED | في ذلك الوقت، لم أكن أعرف كثيرا عن كاليه، و لكن استغرق ذلك حوالي ثانيتين أو ثلاثة ثواني لمعرفة ذلك تُعرف كاليه أساسا بأمرين. |
görüntülerinin neye benzediği hakkında fosillerdeki kas eklentilerinin şeklillerine bakarak çok şey söyleyebilirsiniz. Yanlarında bulunan çok çeşitli aletlere bakarak yaşam şekilleri hakkında çok şey söyleyebiliriz. | TED | ويمكنك أن تتحدث كثيرا عن كيف تبدو تلك الكائنات من البقايا المتحجرة من شكل مُلحقات العضلة. وشيء ما حول طريقة حياتها من مختلف القطع الأثرية التي وجدت معها. |
Londra hakkında çok fazla konuşuyoruz, değil mi? Hayır. | Open Subtitles | أعتقد أننا تحدثنا كثيرا عن لندن ، صحيح؟ |
Bilgisayar hakkında çok konuşuyorum ama sonunda anladım. | Open Subtitles | أنا أتحدث كثيرا عن التداخل لكن أتعرف... لقد فهمت أخيراً |
Bay. Bush, eğitim hakkında pek fazla konuşmadınız. | Open Subtitles | سيد بوش ،أنت لاتتكلم كثيرا عن التعليم |
Orada ki hayatı hakkında pek fazla konuşmazdı. | Open Subtitles | انها لم تتحدث كثيرا عن حياتها هناك |
Ben pek fazla okumam. | Open Subtitles | لا أقرأ كثيرا عن نفسي. |
Cüce heykelini tekmelemek, bir insanın karakteriyle ilgili çok şey söyler. | Open Subtitles | التمثال المرفوس يعبر كثيرا عن شخصية الرجل |
Stella, metot oyunculuğu ile ilgili çok şey söylendi. | Open Subtitles | ستيلا كانت تتحدث كثيرا عن طريقه التمثيل |
Yani bilgisayarla ilgili çok şey biliyorsun? | Open Subtitles | اذا تعرف كثيرا عن أجهزة الكمبيوتر؟ |