| Ama bazı şeyler duydum ve doğru söylüyor gibi geliyor. | Open Subtitles | ولكني سمعت بعض الكلام , ويبدو ان كلامها صحيح فعلًا |
| - İçinden bir ses mi söylüyor bunu? - Onu izliyordum. Suçluluk, empati hissediyor, vicdan azabı çekiyor. | Open Subtitles | كنت أبحث في كلامها عن أي شـعور بالذنب أو الندم - انها كاذبة ومقنعة في الكلام مما يعني - |
| Kabalık etme. Bırak lafını bitirsin, Hodgins. | Open Subtitles | كلا، كلا، كلا، لا تكن فظّاً، دعها تنهي كلامها يا (هودجينز). |
| Ama en beklenmedik anda "aşkı bulan" tek kişi annem değil. Onun sözleri. Ne-Ney! | Open Subtitles | لكن أمي ليست الوحيدة التي تجد الحب حيث تتوقعه, هذا كلامها |
| İncil'i öpmesini isteyeyim mi Paula, yoksa söylediklerini kabul ediyor musun? | Open Subtitles | هل اطلب منها ان تُقبّل الأنجيل ام نصدق كلامها يا بولا |
| Duymadığımı sandığında arkamdan neler dediğini biliyorum. | Open Subtitles | أرى طريقة كلامها عني حين تظن أنني لا أنتبه |
| Ama sonra onun sözlerini çok fazla ciddiye aldığımı düşündüm. | Open Subtitles | ولكننى فكرت حينها بأن الأمر سيبدو وكأننى قد أخذت كلامها على محمل الجد |
| Sadece senin şu "psikopat annem birden düzeldi, söylediği herşeye tamamen inanıyorum " tavrın beni biraz şaşırttı. | Open Subtitles | أنا فقط أمر بوقت صعب لأدرك انك أمي المهووسة تقوم بأمر, ثم , اه أنا أصدق كلامها |
| - Doğru söylüyor. | Open Subtitles | كلامها ذو حجة قوية |
| - Doğru söylüyor. | Open Subtitles | كلامها ذو حجة قوية |
| Sanırım doğruyu söylüyor. | Open Subtitles | . أعتقد بأنها صادقة في كلامها |
| lafını geri alsın. | Open Subtitles | أخبرها بأن تتراجع عن كلامها. |
| - Ne? Bırakın lafını bitirsin. | Open Subtitles | دعوها تنهي كلامها |
| - İzin ver, lafını bitirsin. | Open Subtitles | دعيها تُنهي كلامها |
| Geçen günkü sözleri beni derinden etkiledi. | Open Subtitles | كلامها ذاك اليوم أثّر فيّ بعمق شديد |
| Son sözleri. | Open Subtitles | كلامها وقت الرحيل |
| Bunlar onun sözleri mi? | Open Subtitles | هل كان هذا كلامها ؟ |
| Ertesi gün hapishanede uyandığımda onun söylediklerini kabul etmek dışında pek bir seçeneğim yoktu. | Open Subtitles | وعندما إستيقظت في اليوم التالي في السجن لم يكن لدي خيار سوى تصديق كلامها حول ما حدث |
| Sonra söylediklerini düşününce, anlaşmayı kabul etmemek salaklık olur dedim. | Open Subtitles | لستُ فخوراً بذلك لكن بالتفكير في كلامها سأكون أحمقاً اذا ضيعت هذه الأموال |
| Ağzı hareket ediyor ama ne dediğini duyamıyorum. | Open Subtitles | فمها يتحرك لكني لا أسمع كلامها |
| Onun ne dediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | كلامها غير منطقي فحسب! |
| Gittiğinde, bana bir katilin sözlerini düşündürdü: | Open Subtitles | عندما غادرت جعلتنى افكر فى كلامها كقاتلة |
| Fakat onun sözlerini asla unutmayacaksın. | Open Subtitles | لَكنَّك لم تَنْسي كلامها بعد |
| Gelirse söylediği her şeye şüpheyle yaklaşmanı istiyorum, hepsi bu. | Open Subtitles | ،إذا فعلت ذلك لا تأخذي كلامها على محمل الجد |